Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2007/5010 E. 2007/5276 K. 07.06.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5010
KARAR NO : 2007/5276
KARAR TARİHİ : 07.06.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece, yerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dava konusu taşınmazın arsa kabulü ile bu niteliğine göre değerlendirme yapılmış olmasında yöntem olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, bilirkişi kurulunca düzenlene rapor dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti açısından hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasasının “Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Esasları”nı düzenleyen 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca arsalarda kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal arsa satışlarına göre satış değerinin öncelikle belirlenmesi; taşınmazın değerini etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurların ve her unsurun ayrı ayrı değerinin, bu bağlamda bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin bu tümceden olarak varsa vergi beyanlarının esas tutulması yoluyla raporda tüm bu unsurların yanıtlarını ayrı ayrı belirtilmek suretiyle ve ilgililerin beyanları da gözetilerek gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerinin tespiti gerekir. Anılan Yasa maddesi hükmü doğrultusunda Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da gözönünde bulundurulduğunda; dava konusu taşınmaz ile buna emsal alınan taşınmazın ya da taşınmazlardan her birinin ayrı ayrı cadde veya sokak üzerinde oluşları, konut ya da ticaret alanlarında yer alıp almadıkları, imar durumları, buna göre inşaat yapılabilme ve yapılacak inşaatın kat sayısı, bitişik ya da ayrık düzende yapılaşma alanlarından hangisinde bulundukları hususlarının açıkça belirlenmesi, bu ve benzeri tüm nitelik ve unsurların tek tek açıklanmasından sonra buna göre dava konusu taşınmazın emsal alınan taşınmazlara nazaran üstün ve eksik yönleri ve bunun yüzde oranları saptanıp bu oranlar çerçevesinde dava konusu taşınmazın ulaştığı değer tespit edilmelidir.
./..

2007/5010-5276 -2-

Somut olayda bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda; dava konusu taşınmaz ile buna emsal alınan taşınmazların nitelik ve özelliklerinin belirtilmesi ile yetinilmiş, ancak yukarıda değinilen esaslar çerçevesinde birbiriyle karşılaştırılması yapılıp, eksik ve üstün yönleri ve buna göre taşınmazın değerinin emsale göre yüzde itibariyle ne oranda olduğu, -denetime elverişli biçimde- belirtilmeden doğrudan taşınmazın m2 birim fiyatı gösterilmiş, bunun üzerinden kamulaştırma bedeli tespit edilmiştir. Bilirkişilerin değinilen ve Yargıtay uygulamalarına uygun düşmeyen bu nitelikteki değer tespitleri sonucu, aynı gün Dairemizce temyiz incelemesi yapılan aynı kamulaştırma kapsamında kalan ve dava konusu taşınmaza yakın uzaklıkta bulunan taşınmazlar için takdir olunan değerler arasında da dikkat çekecek oranda tutarsızlıklar bulunduğu da gözlenmiştir. Oysa kamulaştırma bedeli tespit edilirken 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın emsalle karşılaştırmasının yapılması sırasında değerini etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurların ve bedelin tespitinde etkili olacak diğer tüm objektif ölçülerin gözönünde tutulması öngörülmüş olup, bu objektif ölçütler çerçevesinde dava konusu taşınmazın bitişiğindeki ya da yakınındaki komşu taşınmazlara takdir edilen değerler arasında dikkat çekecek oranda farklılıkların bulunmaması, böylece taşınmaz malsahiplerinin değer tespitine ilişkin aynı yargı yerinde verilen kararlara, dolayısıyla yargıya güven duygularının zedelenmemesine de özen gösterilmelidir. Tüm bu hususlar dikkate alınmadan düzenlenen rapor doğrultusunda hüküm kurulması,
2-Birinci bilirkişi kurulunca somut emsal alınan … parselin dava konusu taşınmazla karşılaştırılması sonucunda; dava konusu taşınmazın emsalden %40 daha az değerli olduğu kabul edilmek suretiyle değerlendirme yapılmış ve mahkemece da bu rapora dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
2942 Sayılı Yasanın 11. maddesinin (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Bu itibarla dava konusu taşınmazın ve emsalin emlak vergisine esas tutulan asgari m2 değerlerinin oranı ile bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki giderilmelidir. Dosyaya getirtilen kayıtlara göre; dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas asgari m2 değeri 200 YTL, emsal alınan taşınmazların asgari m2 değeri ise 100-125 YTL.dir. Buna göre dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlardan daha değerli olduğu dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede değerini sonradan önemli şekilde etkileyen olumlu bir gelişme de sözkonusu olmadığı halde dava konusu taşınmaz emsalden daha az değerde olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde yeterli, inandırıcı ve somut gerekçelere de dayandırılmayan rapora göre hüküm kurulması,
3-Dava konusu taşınmazın başka bir idare tarafından kamulaştırmasız elatılması sonucu açılan ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen bedelinin görülen bu dava da … delil özelliği varsa da, taşınmazın anılan davanın açıldığı tarihteki özelliklerine göre belirlenen m2 değerinin bu davada aynen alınarak buna göre kamulaştırma bedelinin belirlenmesi,
Doğru görülmemiştir.

../…

2007/5010-5276 -3-

Mahkemece yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde bilirkişi kurulun- dan ek rapor alınmalı, raporun bozma gereklerine uygunluğu denetlenmeli ve dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti açısından oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 7.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.