Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2007/3175 E. 2007/5046 K. 31.05.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3175
KARAR NO : 2007/5046
KARAR TARİHİ : 31.05.2007

Davacı … ile davalı … vd. aralarındaki kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili davasına dair Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.6.2006 günlü ve 2006/75-337 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 15.2.2007 günlü ve 2007/38-1090 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Karar düzeltme isteminde bulunan davacının dilekçesi ile dava dosyası birlikte incelendiğinde Dairemizce yerel mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı belirtilmiş ve bu yetersizliğin salt emlak vergisi değeri ile ilgili olarak yapılan değerlendirmeye indirgenmiş olduğu, oysa ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu yer ile mukayeseye esas alınan somut emsalin karşılaştırılmasında bariz hatalar yapıldığı bu kez yapılan incelemeden anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 15.02.2007 gün ve 2007/38-1090 sayılı ilamının birinci sayfasında onbirinci satırın başına “1-” rakamının ilave edilmesi ve ikinci sayfada yedinci satırda “hüküm kurulması” ibaresinden sonra gelen “doğru görülmemiştir” ibaresinin çıkartılması ve sekizinci satırdan başlamak üzere “2-Kamulaştırma Yasasının “Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Esasları”nı düzenleyen 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca arsalarda kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal arsa satışlarına göre satış değerinin öncelikle belirlenmesi; taşınmazın değerini etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurların ve her unsurun ayrı ayrı değerinin, bu bağlamda bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin bu tümceden olarak varsa vergi beyanlarının esas tutulması yoluyla raporda tüm bu unsurların yanıtlarını ayrı ayrı belirtilmek suretiyle ve ilgililerin beyanları da gözetilerek gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerinin tespiti gerekir. Anılan Yasa maddesi hükmü doğrultusunda Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da gözönünde bulundurulduğunda; dava konusu taşınmaz ile buna emsal alınan taşınmazın ya da taşınmazlardan her birinin ayrı ayrı cadde veya sokak üzerinde oluşları, konut ya da ticaret alanlarında yer alıp almadıkları, imar durumları, buna göre inşaat yapılabilme ve yapılacak inşaatın kat sayısı, bitişik ya da ayrık düzende yapılaşma alanlarından hangisinde bulundukları hususlarının açıkça belirlenmesi, bu ve benzeri tüm nitelik ve unsurların tek tek açıklanmasından sonra buna göre dava konusu taşınmazın emsal alınan taşınmazlara nazaran üstün ve eksik yönleri ve bunun yüzde oranları saptanıp bu oranlar çerçevesinde dava konusu taşınmazın ulaştığı değer tespit edilmelidir.
Somut olayda bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda; dava konusu taşınmaz ile buna emsal alınan taşınmazların nitelik ve özelliklerinin belirtilmesi ile yetinilmiş, ancak yukarıda değinilen esaslar çerçevesinde birbiriyle karşılaştırılması yapılıp, eksik ve üstün yönleri ve buna göre taşınmazın değerinin emsale göre yüzde itibariyle ne oranda olduğu, -denetime elverişli biçimde- belirtilmeden doğrudan taşınmazın m2 birim fiyatı gösterilmiş, bunun üzerinden kamulaştırma bedeli tespit edilmiştir. Bilirkişilerin değinilen ve Yargıtay uygulamalarına uygun düşmeyen bu nitelikteki değer tespitleri sonucu, aynı gün Dairemizce temyiz incelemesi yapılan aynı kamulaştırma kapsamında kalan ve dava konusu taşınmaza yakın uzaklıkta bulunan taşınmazlar için takdir olunan değerler arasında da dikkat çekecek oranda tutarsızlıklar bulunduğu da gözlenmiştir. Oysa kamulaştırma bedeli tespit edilirken 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın emsalle karşılaştırmasının yapılması sırasında değerini etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurların ve bedelin tespitinde etkili olacak diğer tüm objektif ölçülerin gözönünde tutulması öngörülmüş olup, bu objektif ölçütler çerçevesinde dava konusu taşınmazın bitişiğindeki ya da yakınındaki komşu taşınmazlara takdir edilen değerler arasında dikkat çekecek oranda farklılıkların bulunmaması, böylece taşınmaz malsahiplerinin değer tespitine ilişkin aynı yargı yerinde verilen kararlara, dolayısıyla yargıya güven duygularının zedelenmemesine de özen gösterilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı, raporun bozma gereklerine uygunluğu denetlenmeli ve dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti açısından oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulmalıdır.” ibaresinin bozma kararına eklenmesi suretiyle kararın düzeltilmesine ilamdaki diğer hususların aynen muhafazasına, karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 31.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.