YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/966
KARAR NO : 2006/3263
KARAR TARİHİ : 17.04.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve duruşma istemi pul yokluğu nedeniyle reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Yerinde yapılan inceleme sonucu dava konusu taşınmazın tarım arazisi olarak kabulü ile bu niteliğine göre kamulaştırma bedelinin tespiti yöntem olarak doğru ise de, bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesi kamulaştırma bedelinin tespiti esaslarını düzenlemiş olup bu madde hükmüne göre arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma (değerlendirme) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirin saptanması, taşınmazın değerini etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurların ve her unsurun ayrı ayrı değerinin bilirkişi raporunda belirtilmek suretiyle gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak kamulaştırma bedelinin tespiti gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre de, anılan yasa maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca dava konusu taşınmazın yer aldığı ilçenin genelinde geçerli olan ve bilirkişilerce taşınmazın sulu ya da kuru olmasına göre münavebeye alınacak ürünlerin dekar başına ortalama verimi ve üretim giderleri ile kg başına ortalama toptan satış fiyatlarının esas alınması suretiyle değerlendirme yılı itibariyle getireceği net gelirin saptanıp buna kapitalizasyon faizi oranının uygulanarak bedelinin belirlenmesi, bu değeri etkileyebilecek objektif unsurlar varsa bunlarda ayrıca belirtilmek ve dikkate alınmak suretiyle gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değeri tespit edilmelidir.
Somut olayda dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olduğu saptandığına göre bu niteliğine göre münavebeye alınacak ürünlerin Gördes İlçe Tarım Müdürlüğünden getirtilecek olan 2004 yılına ilişkin dekar başına ortalama verimi ve üretim giderleri ile kg başına ortalama satış fiyatlarının esas alınıp getireceği net gelirin bulunması, buna %6 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması, taşınmazın bulunan bu değerini etkileyecek nitelikte objektif unsurlar sözkonusu ise bilirkişi kurulunca bu unsurların neler olduğu ve değeri ne oranda etkilediği de açıkça belirtilerek denetime elverişli gerekçeli bir değerlendirme raporunun düzenlenmesi sonucu taşınmaz malın bedelinin tespiti gerekirken, salt dava konusu taşınmazın bulunduğu köye özgü (lokal) verilere göre değer belirleyen bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; 2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi hükmü uyarınca mahkemece verilen nihai kararda taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilmesi gerekirken, salt taşınmazın idare adına tesciline ve bedelin tespitine denilmekle yetinilip kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesi yolunda hüküm kurulmamış olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece değinilen yasa maddesi ile Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları gözönünde tutularak bilirkişi kurulundan yukarıda değinilen hususlara uygun biçimde ek rapor alınmalı, gerektiğinde yerinde yeniden inceleme yapılması suretiyle dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmeli ve oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.