YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/5168
KARAR NO : 2006/5971
KARAR TARİHİ : 13.07.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı Kepez A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dava Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma bedelinin yeterli olmaması nedeniyle artırılması istemiyle anılan Bakanlık’la Kepez Elektrik T.A.Ş. arasında akdedilen imtiyaz sözleşmesi ve ilgili yasa hükümleri çerçevesinde Kepez Elektrik T.A.Ş. aleyhine açılmıştır.
Yargılama aşamasında Bakanlar Kurulunun 12.6.2003 tarih 5712 sayılı kararı ile sözkonusu imtiyaz sözleşmesinin iptal edilmesi nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Tedaş davaya dahil edilmiş, mahkemece imtiyaz sözleşmesi feshedilmiş olsa da şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği, hizmetlerin Tedaş’a devredilmiş olmasının davalı Bakanlık ile Tedaş’ın kamulaştırma bedelinden sorumlu olmasını gerektirmediği ve davanın açıldığı tarihte imtiyaz sözleşmesinin feshedilmediği bu nedenle Bakanlık ve Tedaş’a husumet düşmeyeceği gerekçesiyle artırılan kamulaştırma bedelinin Kepez Elektrik T.A.Ş.den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden Bakanlar Kurulunun 12.6.2003 tarih 2003/5712 sayılı kararı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Kepez Elektrik T.A.Ş. arasında yapılan imtiyaz sözleşmesinin feshedilmiş olduğu anlaşılmıştır.
4628 Sayılı Yasanın 15. maddesinin c fıkrası uyarınca “Elektrik piyasasında üretim, dağıtım ve iletim faaliyetlerinde bulunan veya bulunacak tüzel kişilerin kurumdan kamulaştırma isteminde bulunulduğu ve yetkili kurulca da kamulaştırmaya karar verildiği takdirde kamulaştırma işi kurumca yapılır. Bu durumda kamulaştırma bedeli ile sözkonusu kamulaştırmadan doğabilecek tezyid-i bedeller ilgili tüzel kişi tarafından ödenir. Kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti Hazineye; kullanım hakkı kamulaştırma bedelini ödeyen tüzel kişiye ait olur. Kullanım hakları, ilgili lisans veya sözleşmenin bir cüzü olup geçerliliği bunların geçerlilik süresi ile sınırlıdır…”
Somut olayda Kepez Elektrik A.Ş.nin, davayı kurum adına takip etmesine dayanak teşkil eden imtiyaz sözleşmesi feshedilmiş olduğundan dolayısı ile yetkisi de sona ermiştir. Bu durumda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 28.10.2004 günlü yazısı gereğince konuya muhatap kuruluşun Tedaş Genel Müdürlüğü olduğu dikkate alınarak artırılan kamulaştırma bedelinin anılan dahili davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle Kepez Elektrik T.A.Ş. aleyhine hüküm kurulması,
2-Dava konusu 22 nolu parsel için bilirkişi kurullarınca kamulaştırma bedelinin artırılması gerektiği yolunda rapor düzenlendiği halde mahkemece saptanan bu değer ile kıymet takdir komisyonunun belirlediği değer arasında önemli oransızlık bulunmaması gerekçe gösterilerek bedel artırımına hükmedilmemesi,
3-Davacı vekilinin 26.7.2005 günlü oturumda bilirkişi raporuna bir diyeceğinin olmadığını bildirmesi mahkemece düşük değerli raporu kabul ettiği, bunun davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu biçiminde yorumlanarak düşük değerli asıl raporlara göre hüküm kurulmuş olması,
4-Dava konusu taşınmaz 16.11.2000 tarihinde kamulaştırılmış ve kamulaştırma evrakı davacıya 30.3.2001 tarihinde tebliğ edilmiş olduğuna göre 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 15. maddesinin onüçüncü fıkrası hükmü gereğince aradan bir yıl geçmemesi nedeni ile 2000 yılı resmi verilerinin değerlendirmeye esas alınması gerekirken asıl raporlarda 2004, ek raporlarda 2001 yılı fiatlarına göre değer biçilmesi,
5-Kamulaştırılan taşınmazlardan 281 ada 6 nolu parselin bilirkişi raporlarında değerlendirme bölümünde maddi hata sonucu parsel numarası 82 olarak gösterildiği bu hususun mahkemecede maddi hatadan kaynaklandığı kabul edildiği halde hüküm fıkrasında parsel numarasının doğrudan “6” yerine şüphe ve tereddüt yaratacak şekilde 82 (6) olarak gösterilmesi,
6-Kamulaştırma Yasasının 11.maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde tarım arazisi niteliğinde bulunan taşınmaz malın değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle değerinin belirle- neceği öngörülmektedir. Buna göre taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Bilirkişi raporlarında 22 Parsel sayılı taşınmazın kıraç yapıda kuru nitelikte olduğu açıklandığı halde değerlendirmenin sulu tarım arazisi kabulü ile yapılarak rapor içinde çelişki yaratılması,
7-Yapılan keşiflerde dava konusu taşınmazların ne şekilde sulandığına ilişkin özel bir tespit yapılmadığından, sulamanın kaynağının ve bu kaynağın taşınmaza olan uzaklığı, sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için sürekli ve düzenli bir sulama için yeterli olup olmadığı hususu keşifle bilirkişiler tarafından ayrıntılı olarak araştırma yapılarak belirlenmeden ve sulama giderlerinin miktarı da açıkça belirtilmeden, sulu kabul edilip sulu tarım arazisinde münavebeye alınacak ürünlere göre ve buğdayın da sulu arazideki verim miktarı üzerinden değerlendirme yapılmış olması,
8-Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim koşulları, arazinin toprak ve topografik yapısı ile bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vb.) gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki kuru tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli biçimde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir etkenin
bulunması dışında) kapitalizasyon faiz oranı %6, sulu tarım arazilerinde ise %5 olarak alınmaktadır. Hal böyle iken bilirkişi kurulu raporlarında kuru nitelikli 22 parsel sayılı taşınmaz için %5, sulu nitelikli 281/6 nolu parsel için ise %4 kabulü ile yüksek değerlere ulaşılması,
9-Üzerinde irtifak hakkı kurulması nedeniyle taşınmazda oluşacak değer düşüklüğü oranının saptanmasında taşınmaz malın cinsi, kullanım biçimi ile irtifak hakkının niteliği (boru hattı, enerji nakil hattı vs.) kapladığı alan, yeri ve yönü gözönünde bulundurulmalıdır. Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (taşınmazın cins ve niteliğine uygun kullanımı önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin arazide en fazla %35’ini, arsada ise en fazla %50’sini geçmeyeceği kabul edilmektedir.
Buna göre tarım arazisi olan dava konusu taşınmazlarda irtifak nedeniyle oluşacak değer kaybının 22 nolu parselde %12, 6 nolu parselde ise %14’den fazla olamayacağının düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece münavebeye alınan ürünlere ilişkin ortalama verim, üretim gideri ve kg. satış fiatını gösterir 2000 yılına ait resmi veriler İlçe Tarım Müdürlüğünden getirtildikten sonra bilirkişi kurullarından diğer bozma nedenlerini karşılar biçimde ek raporlar alınmalı ve oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.7.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.