YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/1865
KARAR NO : 2006/3330
KARAR TARİHİ : 20.04.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla gerektirici yasal nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasa ile değişik 15.maddesinin son fıkrası hükmüne göre bilirkişilerce yapılan değer tespitinde idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün esas tutulur. Kararın dayanağını oluşturan bilirkişi kurulu raporunda değer belirlenirken anılan Yasa hükmü gözardı edilerek -belgelerin mahkemeye verildiği (davanın açıldığı) gün esas alındığı halde 2005 yılı üretim maliyetleri henüz oluşmadığından 2004 yılı birim fiyatlarına göre hesaplama yapılmıştır. Karar tarihi itibari ile 2005 yılı verilerinin oluştuğu da gözetilerek geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen 2005 yılı resmi verilerine göre ek rapor alınması gerektiği düşünülmeden bilirkişi kurulunun bu konudaki hatalı raporuna göre karar verilmesi,
2-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik ll.maddesinin l.fıkrasının f bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki Tarım Müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Bu itibarla;
a)Saman’ın dekar başına ortalama verimi ve kg. başına toptan satış fiyatının İlçe Tarım Müdürlüğünden getirtilip raporların denetlenmemiş olması,
b)Geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen İlçe Tarım Müdürlüğü cetvelinde buğday’ın dekar başına verimi 450 kg. satış fiyatı 0,37 YTL., ayçiçeğinin kg satış fiyatı 0,48 YTL. ve mısırın kg. satış fiyatı 0.28 YTL. olarak bildirildiği halde bilirkişi raporunda sırasıyla 500 kg, 0.38 YTL., 0,55 YTL. ve 0,30 YTL. olarak alınmak suretiyle daha yüksek değere ulaşılması,
3-Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim koşulları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ile bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı v.b.) gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki sulu tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli biçimde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir etkenin bulunması durumu dışında) kapitalizasyon faiz oranı %5 olarak alınmaktadır. Hal böyle iken, bilirkişi kurul raporlarında taşınmazın değerinin belirlenmesinde kapitalizasyon faizi oranının %5 yerine %4 olarak kabulü,
4-Dava konusu taşınmazın tamamı 16100 m2 olup 708.36 m2’si kamulaştırılarak geriye 15391.64 m2’lik kısım kalmıştır. Bu durumda artan parçanın yüzölçümü, konumu ve geometrik durumu ile kullanım amacı (tarım arazisi oluşu) gözönünde tutulduğunda herhangi bir değer kaybının olmayacağı da gözetilmeden bilirkişi kurulunca %1.09 oranında değer kaybı verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece açıklanan hususlarda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı oluşacak sonuç doğrultusunda usuli kazanılmış hak gözetilerek karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi