Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2020/742 E. 2020/9545 K. 16.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/742
KARAR NO : 2020/9545
KARAR TARİHİ : 16.09.2020

KARAR
İmar kirliliğine neden olma suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/07/2019 tarihli ve 2019/30306 soruşturma, 2019/38012 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bursa 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/10/2019 tarihli ve 2019/4799 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, şüphelinin Bursa ili Yıldırım ilçesi Esenevler Mahallesi 2575 Ada 1 numaralı parsel üzerine, hisseli parselli yerde, ruhsatsız olarak 7×10 metre ebadında zemin betonunu attığından dolayı imar kirliliğine neden olmak suçundan başlatılan soruşturma neticesinde, şüphelinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yapı kayıt belgesi aldığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
3194 sayılı İmar Kanunu’na 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen geçici 16. maddesinde yer alan, “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar (31/12/2018 tarihine kadar uzatılmıştır) başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir … Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir. … Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, 31/12/2017 tarihinden önce yapılan yapılar hakkında yapı kayıt belgesinin verilebileceği ve bu belgenin verilmesinde ilgililerin kendi yaptıkları fotoğraflamanın ve beyanların esas alındığı ancak Yıldırım Belediye Başkanlığının 05/03/2019 tarihli ve 1002 sayılı Encümen kararında belirtildiği üzere 04/03/2019 tarihinde yapılan incelemede şüphelinin ruhsatsız olarak 7×10 metre ebadında zemin betonunu attığının henüz ortada tamamlanmamış yapının tespiti yapıldığı ancak şüphelinin tamamlanmış bir yapı var gibi beyanda bulunarak bu şekilde yapı kayıt belgesi düzenlettirdiği, belediyece ilk tespitin 28/02/2019 tarihinde yapıldığı ve şüphelinin ise bu arsa üzerine işyeri yaparım düşüncesi ile zemin beton atıp üzerine çelik kontrüksiyon çatı yaptığını beyan ettiği anlaşıldığından, gereğinde uydu görüntüleri de alınmak suretiyle alanında uzman bilirkişiden kaçak yapının ne zaman yapıldığına dair bir rapor alınması ve 31/12/2017 tarihinden önce yapılıp yapılmadığı tespit edilemez ise bu defa tespit yapılan hali ile oturulması mümkün olmayan kaçak yapının yapımına 31/12/2017 tarihinden sonra da devam edilip edilmediği hususunda araştırma yapılması gerektiği, yine Bursa Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün 27/06/2019 tarihli yazısı ile şüphelinin almış olduğu “Yıldırım Belediye Başkanlığından temin edilen bilgi ve belgeler ile mahallinde yapılan inceleme ve tespitler neticesinde 5103618 başvuru ve BBEMPAJ3 belge numaralı Yapı Kayıt Belgesi ile 513772 başvuru ve UGAL7NMR belge numaralı Yapı Kayıt Belgesi Müdürlük Makamı’nın ilgi (c) Olur’u ile iptal edilmiştir.” nedeni ile oluşacak sonuca göre hukuki durumun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 160. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.” 2. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.” 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O Yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye “araştırma mecburiyeti ilkesi”; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise “kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi” denilmektedir.
Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. – Finlandiya kararı 2007; Sürmeli – Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen geçici 16. maddesinde “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar (31/12/2018 tarihine kadar uzatılmıştır) başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir. Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda, yapı tatil zaptı tarihinin 28/02/2019 tarihli olması ve 31/12/2017 tarihinden önce yapılan yapılar hakkında yapı kayıt belgesinin verilebileceğinin anlaşılması ve dosyaya sunulan Bursa Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün 27/06/2019 tarihli yazısı ile şüphelinin almış olduğu 513772 başvuru ve UGAL7NMR belge numaralı Yapı Kayıt Belgesi’nin iptal edildiğinin anlaşılması karşısında, yapı kayıt belgesinin iptal edilmesiyle oluşacak yeni hukuki durumun belirlenmesi ve 31/12/2017 tarihinden önce suça konu yapının yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, gerektiğinde mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, tutanak tanıkları ve komşu binalarda oturanların tanık olarak dinlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmektedir.
Bu nedenle itiraz merciince etkin soruşturma yapılmaması dikkate alınarak, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Şüpheli Abdussamet Mete hakkındaki Bursa 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/10/2019 tarihli ve 2019/4799 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK’nın 309/4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 16/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.