Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2019/925 E. 2020/1512 K. 16.01.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/925
KARAR NO : 2020/1512
KARAR TARİHİ : 16.01.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin altıncı fıkrasında, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır” ifadesine yer verilmiştir.
TCK’nın 220/6. maddesinde, 02/07/2012 tarih, 6352 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle hakime örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, örgüt üyeliğinden alacağı cezanın yarısına kadar indirebilme yetkisi tanınmıştır.
11/04/2013 tarih, 6459 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile eklenen cümleyle de TCK’nın 220/6. maddesinin ancak silahlı örgütler hakkında uygulanacağı öngörülmüştür.
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/04/2019 tarih ve 2017/16-693 E. ve 2019/352 K. sayılı kararında yer alan “TCK’nın 220/7. maddesinde, ‘örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır’ hükmüne yer verilerek, örgüt mensubu olmasa bile örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmiş olanların örgüt üyesi olarak cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır. Örgüt üyelerini barındırma veya barınacak yer gösterme, örgüte erzak veya lojistik sağlama, örgüte ait malzeme, belge ve doküman saklama, örgüte eleman temini, rehberlik etme, örgüt üyelerinin, sipariş ettikleri malzemeleri temin etme, hasta veya yaralı örgüt üyelerini tedavi etme, örgüte ilaç temini gibi yardım olarak kabul edilebilecek her türlü faaliyet bu suçun konusunu teşkil edebilir. Ceza Genel Kurulu’nun 12/02/2008 gün ve 230-23; 03/03/2009 gün ve 184-43 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere “Maddi nitelikteki yardım fiilleri suç tarihinde yürürlükte bulunan normlar dikkate alınmak suretiyle 5237 sayılı TCY’nın 220/7. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.” şeklindeki açıklamada yardım fiillerinin kapsamı belirlenmiş olup, bu itibarla yardım fiilinin başka bir suçu oluşturmadığı durumlarda TCK’nın 220/7. maddesi uygulanabilecek iken, gerçekleştirilen eylemlerin farklı bir suçu oluşturması durumunda ise, Kanun koyucunun TCK’nın 220/6. madde metninde “ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır” ibaresine yer verdiği halde aynı Kanunun 220/7. madde metninde “ayrıca” ibaresine yer vermediği hususu da gözetilerek farklı neviden fikri içtima kurallarına göre daha ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı ceza verilmesi gerekecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda, sanıkların fuhuş eylemleri sabit görülerek haklarında mahkumiyet hükmü kurulduğu ve bu hükümlerin onandığı ayrıca örgüt yönünden açılan davaya ilişkin olarak da sanıkların eylemlerinin TCK’nın 220/6. maddesi kapsamında kaldığı tespit edilmiştir. Ancak 11/04/2013 tarih, 6459 sayılı Kanunun 11. maddesi ile TCK’nın 220/6. maddesine eklenen cümle uyarınca bu fıkranın yalnızca silahlı örgütler hakkında uygulanabileceği öngörüldüğünden, dosya kapsamında varlığı kabul edilen suç işlemek amacıyla kurulan örgütün, silahlı örgüt olmadığı dikkate alınıp davaya konu edilen eylemleri suç teşkil eden ve TCK’nın 227/2. maddesi kapsamında mahkum olan sanıklar hakkında artık örgüt yönünden açılan davaya ilişkin beraat kararı verilmesi gerektiği düşünülmeden, hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre ise; örgüt mensubu olmayan ancak suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçunu işlediği kabul edilen sanıklar hakkında, adli sicil kayıtları gözetilerek tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 58/9. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar … ile … ve müdafii, sanıklar … ve … müdafileri, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.