Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2019/21389 E. 2020/6367 K. 03.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/21389
KARAR NO : 2020/6367
KARAR TARİHİ : 03.06.2020

KARAR

Kamu görevlisine karşı sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen 23/08/2019 tarihli ve 2019/12422 soruşturma, 2019/1776 esas, 2019/1716 sayılı iddianamenin, her sanık için ayrı dava açılması gerektiğinden bahisle iadesine dair Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02/09/2019 tarihli ve 2019/681 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarihli ve 2019/731 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında her bir sanık için ayrı dava açılmasının gerektiği hususunun sayılmadığı gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174. maddesi;
“(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170. maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet Savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet Savcısı itiraz edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 170/3. maddesinde; “Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikayette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikayetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı, tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, gösterilir.” hükümleri yer almaktadır.
CMK’nın 174. maddesinde iddianamenin iadesi müessesi düzenlenmiştir. Bu kurumla, kamu davasının açılmasından evvel kanuni şartları taşımayan, yeterli bilgileri içermeyen ve hatalı düzenlenen iddianamelerin bir nevi süzgeçten geçirilip filtrelenerek yargının faaliyetinin hızlandırılması, makul sürede yargılamanın gerçekleştirilmesi, gereksiz davaların önüne geçilmesi, lekelenmeme hakkının korunması amaçlanmaktadır.
CMK’nın 174. maddesinde iddianamenin iadesi sebepleri sınırlı sayıda gösterilmiştir. Bu sebepler dışında iddianamenin iade edilmesi ceza adalet sistemimizde kabul edilmemiştir. CMK’nın 174. maddesinde her sanık için ayrı dava açılması gerektiği hususu iddianamenin iadesi sebebi olarak gösterilmemiştir.
Somut olayda; şüpheliler … ve … hakkında hakaret suçları için yürütülen soruşturma sonucunda, iddianame tanzim edildiği, Mahkemenin ise düzenlenen iddianamenin her sanık için ayrı dava açılması gerektiği nedeni ile iadesine karar verdiği, Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianamenin iadesine ilişkin karara süresi içerisinde itiraz edildiği, vaki itirazın bu itirazı incelemekle yetkili ve görevli Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildiği görülmüştür.
Yukarıda ayrıntısı ile yapılan açıklama ışığında; Cumhuriyet Savcısı’nın her sanık için ayrı dava açması iddianamenin iadesi sebepleri arasında sayılmadığından iddianamenin iadesi kararının ve bu karara yapılan itirazın reddine dair kararın hukuka uygun olmadığı görülerek tebliğnamedeki talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarihli ve 2019/731 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 03/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.