Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2019/17904 E. 2020/4439 K. 17.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/17904
KARAR NO : 2020/4439
KARAR TARİHİ : 17.02.2020

KARAR
İmar kirliliğine neden olma suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/03/2019 tarihli ve 2019/45197 soruşturma, 2019/33582 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/04/2019 tarihli ve 2019/2900 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “ 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda ise, şüphelinin … Pendik/İstanbul adresinde bulunan taşınmazının çatı arası ilavelerinin yükseltilerek tam kat haline getirmek suretiyle projeye aykırı imalat gerçekleştirdiğinden bahisle şüpheli hakkında imar kirliliğine neden olmak suçundan başlatılan soruşturma neticesinde, şüphelinin idari para cezasını ödediği ve Çevre Şehircilik Bakanlığından yapı kayıt belgesi aldığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
3194 sayılı İmar Kanunu’na 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen geçici 16. maddesinde yer alan, “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar (31/12/2018 tarihine kadar uzatılmıştır) başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir … Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir. … Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, 31/12/2017 tarihinden önce yapılan yapılar hakkında yapı kayıt belgesinin verilebileceği ve bu belgenin verilmesinde ilgililerin kendi yaptıkları fotoğraflamanın ve beyanların esas alındığının anlaşılması ve taşınmaz ile ilgili 02/01/2019 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, şüphelinin suça konu taşınmaz ile ilgili usule uygun yapı kayıt belgesi alıp almadığı, özellikle suç tarihinin tespiti bakımından taşınmazdaki müdahalenin hangi tarihte yapıldığı ve ilgili kanun kapsamında kalıp kalmadığının araştırılarak toplanacak delillere ve oluşacak sonuca göre şüphelinin hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Pendik Belediye Başkanlığı’nın şüpheli hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan şikayetçi olması üzerine soruşturma başlatıldığı, şüphelinin suça konu yerle alakalı olarak yapı kayıt belgesi aldığını savunduğu, Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında yapı kayıt belgesi alınması gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, karara yapılan itirazın reddedildiği, bu ret kararına yönelik kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu görülmüştür.
II- Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 160/1. maddesinde, “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.”, 160/2. maddesinde “Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnat edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen geçici 16. maddesinde yer alan, “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar (31/12/2018 tarihine kadar uzatılmıştır) başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir … Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir. … Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” şeklindeki düzenleme bulunmaktadır.
İncelenen dosyada; suça konu taşınmaz ile ilgili 02/01/2019 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, şüphelinin suça konu taşınmaz ile ilgili usule uygun yapı kayıt belgesi alıp almadığı, özellikle suç tarihinin tespiti bakımından taşınmazdaki müdahalenin hangi tarihte yapıldığı ve ilgili kanun kapsamında kalıp kalmadığının araştırılarak toplanacak delillere ve oluşacak sonuca göre şüphelinin hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1. İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 11/04/2019 tarihli ve 2019/2900 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2. Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 17/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.