Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2019/1736 E. 2020/4670 K. 19.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1736
KARAR NO : 2020/4670
KARAR TARİHİ : 19.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : Beraat

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve 23/05/2014 tarihli yapı tatil zaptında belirtilen imara aykırılıklara dair usulünce açılan bir dava olmadığı anlaşılmakla, mahkemesince dava zamanaşımı süresi içinde suç duyurusunda bulunulabileceği kabul edilerek, yapılan incelemede;
CMK’nın 170. maddesinin 3, 4 ve 6. fıkraları uyarınca, iddianamede mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri mevcut delillerle ilişkilendirilerek yüklenen suçu oluşturan olaylar gösterilmeli, aynı Kanun’un 225. maddesine göre de, hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilmelidir. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 21/02/2012 gün 4/570-51 sayılı kararında açıklandığı üzere, soruşturma evresinde elde ettiği kanıtlardan ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık, iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve kanıtlarını sunabilmelidir. İddianame, sanığa isnat edilen ve suç sayılan maddi fiilleri açıkça göstermeli, hukuki nitelendirmesi yapılan fiilin kanunda karşılığı olan suç ve cezası hakkında bilgi içermelidir. İsnat edilen suçun dayanağı olan maddi olaylar hakkında savunmasını yapabilecek şekilde sanığın bilgilendirilmemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6/3-a maddesinin ihlaline de yol açacaktır.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, suça konu binaya dair iki kez yapı tatil zaptının düzenlendiği, bunlardan ilkinin kaçak bodrum, zemin kat ile 1. normal kata dair düzenlenen 18/02/2014 tarihli tutanak, ikincisinin ise kaçak çatı katına dair düzenlenen 23/05/2014 tarihli tutanak olduğu, 18/02/2014 tarihli ilk tutanak ilgi gösterilerek 16/10/2014 tarihli iddianameyle Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldığı, yargılama neticesinde 17/03/2015 tarihli kararla sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 14/04/2015 tarihinde kesinleştiği, 08/09/2014 tarihli bu davanın iddianame anlatımının ise “…sanığın kaçak inşaat yaptığının 18/02/2014 tarihli yapı tatil zaptı ile belirlendiği, şüphelinin suçlamayı kabul edip aykırılığın giderilmediği, şüphelinin bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği…” biçiminde olduğu, bu iddianamede 23/05/2014 tarihli yapı tatil zaptından ya da 18/02/2014 tarihinden sonra yapılan inşai faaliyetlerden hiç söz edilmediği, iddianame anlatımları dikkate alındığında Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava ile bu dava konusunun aynı olduğu, her iki dosyaya 18/02/2014 tarihli yapı tatil zaptında belirtilen kaçak imalatların konu edildiği anlaşılmakla, aynı eylemlerinden dolayı açılan ikinci davada, CMK’nın 223/7. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan … Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.