Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2018/6751 E. 2018/15084 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6751
KARAR NO : 2018/15084
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, şantaj, cinsel taciz, özel hayatın gizliliğini ihlali
HÜKÜMLER : Beraat

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Suça sürüklenen çocuk …’na yüklenen tehdit ile suça sürüklenen çocuk …’a yüklenen şantaj ve cinsel taciz suçlarının, Yasa maddelerinde öngörülen cezalarının türleri ve üst sınırları itibariyle tabi oldukları 5237 sayılı TCK’nın 66/1e-2, 66/2 ve 67/4. maddelerinde belirlenen 7 yıl 12 aylık olağanüstü zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan … vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 saylı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8. maddesi gözetilerek DÜŞMESİNE,
2- Suça sürüklenen çocuk … hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen hükmün temyizinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24/01/2017 tarihli 2016/21-1065 esas ve 2017/27 sayılı kararında da belirtildiği üzere; Hükmün konusu iddianamede gösterilen eylemdir. İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, diğer bir ifadeyle, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Soruşturma evresinde elde ettiği kanıtlardan ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nın 225/1 maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 226. maddesinde; “Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” hükmü getirilmiştir.
Bu düzenlemeyle; iddianamede anlatılan eylemin değişmeyip, o eylemin hukuki niteliğinde değişiklik olmasını kanun koyucu anılan ilkeye aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkan sağlamıştır. Bunun sonucu olarak mahkeme, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. Öte yandan iddianameye konu edilen eylem bakımından iddianamede gösterilen suçtan beraat kararı verildikten sonra, aynı eyleme ilişkin olarak değişen suç vasfı doğrultusunda sanığa ek savunma hakkı tanınıp mahkûmiyet hükmü verilmesi de mümkün olmayacağı ifade edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; TCK’nın 226/3. maddesinin ilk cümlesinde, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişilerin cezalandırılacağı düzenlenmiş, aynı Kanun maddesinin ikinci cümlesinde de, bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişilerin mahkum olacakları belirtilmiştir.
Somut olayda; suça sürüklenen çocuk …’den ele geçen görüntülere ilişkin bilirkişi raporunda, 16 yaşında olan katılan …’a ait cinsel içerikli fotoğraflar olduğunun belirtilmesi karşısında, iddianamede suça sürüklenen çocuk …’nin yaşı büyük ve soruşturması ayrı yürütülen …, mağdure … çıplak görüntülerini almasını ve kendisine vermesini söylediği, yaşı büyük … ‘ın bu görüntüleri … isteği ile çektiği ve çıplak görüntüleri … telefonuna gönderdiği şeklinde anlatılan eyleminin TCK’nın 226/3. maddesinin ilk cümlesinde tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturduğu, özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan açılan davada değişen bu suç vasfı nedeniyle müstehcenlik suçundan ek savunma hakkı tanınarak yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.