Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2018/6235 E. 2018/14582 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6235
KARAR NO : 2018/14582
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

KARAR

Hakaret suçundan sanık …’ın; mahkûmiyetine dair Manavgat 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nden verilen 10/05/2011 gün ve 2010/493 Esas, 2011/718 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 14/05/2018 gün ve 2016/7150 Esas, 2018/7330 Karar sayılı ilamı ile düzelterek onama yönündeki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/09/2018 gün ve 18- 2015/428362 sayılı itiraz yazısı ile itiraz etmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle incelendi;
I- İtiraz Nedenleri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili itiraz yazısında özetle;
İtiraza konu uyuşmazlık, sanık …’ın okul idarecileri ve öğretmenleriyle çıkan tartışmada sanığın katılanlara yönelik hakaret etmesi eyleminde, TCK’nın 129. maddesinde yazılı tahrik hükümlerinin uygulama olanağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Oğlunun okulda görevli öğretmen tarafından dövülmesi nedeniyle öfkeye kapılan sanığın bu fiilden okul yönetimini sorumlu tutması, haksız fiilin okul yönetiminden kaynaklandığını düşünerek okul idaresiyle görüşmeye gitmesi, yaşamın olağan akışına uygundur. Öğrencinin okulda görevli bir öğretmen tarafından dövülmesi olayında okul yönetiminin de sorumluluğu olduğunu düşünen sanığın bu haksız fiile karşı duyduğu tepki nedeniyle ve okula gittikten sonra okul idarecileri ile çıkan tartışma sonucunda müştekiye hakaret etmesinde üçüncü şartın da gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Sanık hakkında verilen ilk hüküm, Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda, katılanın sanığa “sen dağdan mı indin niye bağırıyorsun!” biçiminde sözler söylediğinin iddia edilmesi karşısında TCK’nın 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadığı gerekçesi ile kararı bozmuş ancak mahkemece katılanın bu yönde sözünün olmadığı gerekçesiyle haksız tahrik hükümleri uygulanmamıştır.
Sanık oğlunun dövülmesini öğrenmesi üzerine, okula gitmiştir. Çocuğunun okulda dövüldüğünü öğrenen bir kişinin de ilk olarak okul idaresiyle muhatap olması en doğal sonuçtur. Bu sebeple sanık ile okul idareceleri ve öğretmenleriyle çıkan tartışmada sanığın oğlunun şiddet görmesini kınayan ve eleştiren sözlerle hakaret etmesi eyleminde, çocuğunun kötü muameleye maruz kalması nedeniyle, atılı suçu işlediği ve sanığın, sarf ettiği sözlerin TCK’nın 129/1. maddesi kapsamında bulunduğu ve sanık … hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği açıkça görülmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin, 14/05/2018 gün ve 2016/7150 Esas, 2018/7330 Karar sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılarak sanık hakkında TCK’nın 129/1. maddesinde yazılı tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçeleriyle, Dairemizin düzelterek onama kararının kaldırılarak, sanık hakkında hakaret suçundan verilen hükmün bozulması talep edilmiştir.
II- İtirazın Kapsamı
Sanık hakkında, TCK’nın 129. maddesinde düzenlenen tahrik hükümlerinin uygulama olanağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
III- Karar
Gereği Görüşülüp, Düşünüldü:
TCK’nın 129. maddesinde düzenlenen ve cezayı hafifleten veya ortadan kaldıran özel tahrik hükmünün uygulanma koşullarından birisi de, hakaretin haksız fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olmasıdır. Haksız tahrikin ceza sorumluluğunu azaltan yada ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmesinin temelinde, haksız davranışın kişilerin adalet duygularını inciteceği ve buna karşı insani bir duygu niteliğinde görülmesi düşüncesi de yer almaktadır. Bu nedenle haksız bir davranışa gösterilen tepkinin de yalnızca haksız fiil failine yöneltilmesi zorunludur. Başkasının haksız hareketi tahrik sebebi kabul edilmez. Haksız fiil bahane edilerek, öfkesini başka kimselerden çıkarmaya çalışan failin haksız fiil indirimden yararlandırılmasının olanaklı olmayacağı, Ceza Genel Kurulu’nun “Suçun haksız tahrikin etkisi altında işlenmiş sayılabilmesi için fail tarafından yapılan hareketin, haksız tahriki oluşturan fiilin sebebiyet verdiği gazap ve elemin bir tepkisi olması gerekmekle birlikte; sanığın eyleminin de haksız tahriki teşkil eden fiili işleyen kimseye yönelmiş olması gerekmektedir” şeklindeki içtihadı ile de ortaya konulmuştur (28/03/1983 tarih, 1-492/142.)
Bu açıklamalar ışığında; oğlunun okulda görevli başka bir öğretmen tarafından dövüldüğünü iddia eden sanığın, bu haksız fiile karşı duyduğu tepki nedeniyle, okul idarecisi olan katılanlara yönelik eylemlerinde, hakaretin haksız fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olmaması nedeniyle TCK’nın 129. maddesinin uygulanma şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizin 14/05/2018 gün ve 2016/7150 Esas, 2018/7330 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 07/11/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Sanık hakkında görevli memura hakaret suçlamasıyla açılan kovuşturmada sanığın TCK’nın 125/3-a maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ve dairemiz çoğunluğuyla bu karar onanmıştır.
Sanık oğlunun okuldan erken dönmesi üzerine eve gelen oğlunun okulda nöbetçi öğretmen tarafından dövüldüğünü söylemi üzerine okula gitmiş ve idareci olan müştekiyle tartışmış ve kendisine ”sen PKK’lısın, dağdan inmesin senden öğretmen bile olmaz” şeklinde hakaret ettiğini mahkeme kabul etmiştir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi bir önceki bozmasında katılanın sanığa ”sen dağdan mı indin niye bağırıyorsun” biçiminde sözler söylediğinin iddia edilmesi karşısında TCK 129 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadığı gerekçesi ile kararı bozmuş ancak mahkemece katılanın bu yönde sözünün olmadığı gerekçesiyle haksız tahrik hükümleri uygulanmamıştır. Sanığın oğlunun dövülmesini öğrenmesi üzerine okula gitmiştir. Çocuğunun okulda dövüldüğünü öğrenen bir kişinin de ilk olarak okul idaresiyle muhatap olması en doğal sonuçtur. Bu sebeple sanık ile okul idareceleri ve öğretmenleriyle çıkan tartışmada sanığın hakaret etmesi eyleminde, çocuğunun dövülmesinden dolayı söylediği sözlere haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir. Döven öğretmen kadar idareninde burda sorumluluğu vardır. Kaldı ki söylenilen sözlerde çocuğun şiddet görmesini kınayan ve eleştdareceleri ve öğretmenleriyle çıkan tartışmada sanığın hakaret etmesi eyleminde, çocuğunun dövülmesinden dolayı söylediği sözlere haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir. Döven öğretmen kadar idareninde burda sorumluluğu vardır. Kaldı ki söylenilen sözlerde çocuğun şiddet görmesini kınayan ve eleştiren ”siz dağdan mı indiniz PKK’lı mısınız sizden öğretmen olmaz” sözleridir ve şiddeti eleştiren sözlerdir. Bu sebeplerle sanık hakkında TCK 129 maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

KARŞI OY

Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık sanık hakkında TCK 129/1 maddede yer alan özel haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediği noktasındadır.
Sanığın oğlunun dövülmesini öğrendikten sonra bu konuyu okul yönetimi ile görüşmek üzere okula gittiği, müdür yardımcıları ile konuyu görüşürken tartıştıkları sonrasında gelen okul müdürü olan müştekiye “sen PKK’lısın dağdan inmesin, senden öğretmen bile olmaz” şeklindeki hakaret içeren sözleri söylemesi karşısında sanık hakkında TCK 129 maddesinin uygulanması gerektiği düşüncesindeyim.
TCK 129/1 fıkrasında düzenlenen özel tahrik hükmü cezayı hafifleten veya ortadan kaldıran bir nedendir. Yasanın 29. maddesinde düzenlenen genel haksız tahrikten farklı olarak 129/1 maddede özel bir haksız tahrik hali düzenlenmiştir. Cezai sonuçları yönünden her iki düzenleme birbirinden farklıdır. Yine her iki düzenlemenin koşulları da birbirinden farklıdır. Somut olayda TCK 129/1 maddenin uygulanabilirliğinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin daha sağlıklı tartışılabilmesi için 129/1 denin şartlarına bakarsak;
1- Haksız bir fiilin varlığı;
Özel haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesinin ilk şartı haksız bir fiilin bulunması gerekir. Yani fiilin hukuka uygun olmaması gerekir. Fiilin haksız olması yeterli olup suç olması gerekmez. Fiilin haksızlığının değerlendirilmesi toplumda geçerli değer yargılarına göre yargıç tarafından yapılacaktır.
Somut olayda sanığın oğlunun okulda dövülmesinin haksız bir fiil olduğu, birinci koşulun gerçekleştiği sabittir.
2- Hakaretin haksız fiile tepki olarak gerçekleştirilmesi;
Hakaretin haksız bir fiile tepki olarak yapılması, failin haksız fiilin etkisi altında hakaret etmesi, haksız fiil ile hakaret arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir.
Haksız fiilin mutlaka hakaret suçunun failine karşı gerçekleştirilmiş olması gerekmez. Üçüncü bir kişiyi hedef alan bir haksız fiilden nesnel olarak etkilenip tepki göstermesi makul sayılabilecek kişinin tepki göstererek hakaret etmesi halinde de haksız fiile tepki olarak hakaret şartı gerçekleşmiş olur.
Somut olayda oğlunun okulda dövülmesine tepki olarak hakaret suçu işleyen sanık haksız fiil doğrudan kendisine yönelmemiş olsa dahi nesnel bir bakış açısıyla haksız fiilden etkilenerek tepki niteliğinde hakaret ettiğinin kabulü gerekir. Somut olayda ikinci şart gerçekleşmiştir.
3- Hakaretin haksız fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olması;
Hakaretin haksız fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olarak yapılması gerekir. Haksız fiili yapan kişinin arkadaşına, akrabasına yönelik tepki olarak hakarette bulunulması halinde TCK 129 maddenin uygulanma şartları gerçekleşmemiştir.
Somut olayımızda, hakaretin, haksız fiili yapan,öğrencisini döven öğretmen dışında okul müdürü olan müştekiye karşı yapılması nedeniyle bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesi gerekir.
Oğlunun okulda görevli öğretmen tarafından dövülmesi nedeniyle öfkeye kapılan sanığın bu fiilden okul yönetimini sorumlu tutması, haksız fiilin okul yönetiminden kaynaklandığını düşünerek okul idaresiyle görüşmeye gitmesi, yaşamın olağan akışına uygundur. Öğrencinin okulda görevli bir öğretmen tarafından dövülmesi olayında okul yönetiminin de sorumluluğu olduğunu düşünen sanığın bu haksız fiile karşı duyduğu tepki nedeniyle ve okula gittikten sonra okul idarecileri ile çıkan tartışma sonucunda müştekiye hakaret etmesinde üçüncü şartın da gerçekleştiği düşüncesindeyim.
Sanık lehine TCK 129/1 maddesinin uygulanmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile mahkeme kararının Bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım.