Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2018/2897 E. 2018/12168 K. 02.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2897
KARAR NO : 2018/12168
KARAR TARİHİ : 02.10.2018

KARAR

Hakaret suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda, mahkumiyetine dair Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 01/10/2014 tarih ve 2014/423-2014/360 E-K sayılı kararın, sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 22/01/2018 tarih ve 2016/3227-2018/593 E-K sayılı kararıyla,
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir
Ancak;
Sanığın, kendisine karşı katılan tarafından yapıldığını iddia ettiği taciz suçuna ilişkin soruşturmaya konu olan olayları facebook hesabında paylaşımda bulunması’nın TCK’nın 127. maddesi kapsamında olup olmadığı değerlendirilmeden hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık … Usuluoğlu’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, biçiminde oybirliğiyle bozma kararı vermiştir.
I- İtiraz nedenleri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/03/2018 gün ve 2014/372934 sayılı yazısı ile özetle;
“Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 22/01/2018 gün ve 2016/3227 Esas, 2018/593 Karar sayılı bozma kararının hukuka aykırı olduğu, sanığın katılan diş hekimine, basit cinsel saldırı isnadında bulunduğu, sanığın bu isnadı ispat etme hakkının varolduğu ancak sanığın cinsel saldırı iddiasıyla ilgili Fethiye 4 Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2014 tarih ve 2014/70 E-2014/247 K sayılı ilamıyla katılan hakkında açılmış bulunan kamu davasında sanık sıfatıyla … hakkında yapılan yargılama sonucunda beraat kararı verildiği ve bu hükmün temyiz edilmeksizin, 06/06/2014 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında,
Sanık …’nun katılana yönelik isnat ettiği cinsel saldırı suçunun ispat edilmemiş olduğu ve bu hakkın ortadan kalktığı ve sanığın hakaret suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden sanık hakkında yasal olmayan gerekçeyle TCK 127 maddesi kapsamında hükmün bozulması hukuka aykırılık oluşturmaktadır bu itibarla sanık hakkında verilen bozma kararının kaldırılarak sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmesi istemiyle, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 22/01/2018 gün ve 2016/3227 Esas, 2018/593 Karar sayılı bozma kararına itiraz edilmiştir.
İtiraz konu uyuşmazlık, sanığın, katılana yönelik internet sayfasında yazdığı mesaj içeriği dikkate alındığında, mesajında yer alan suçlayıcı nitelikteki sözlerin, sanığa yönelik TCK 127. maddesinde yazılı ispat hakkının kullanılması kapsamında bulunup bulunmadığına ilişkindir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İsnadın ispatı başlıklı,
Madde 127 – (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması hâlinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hâllerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi hâlinde, cezaya hükmedilir. Hükümü içermektedir.
Madde metninde, kişiye somut isnatta bulunulması hâlinde, isnadın ispatı düzenlenmektedir. Anayasamızda da isnadın ispatına ilişkin özel bir hüküm bulunmaktadır. Anayasamıza göre; kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak isnatta bulunulması durumunda, isnatta bulunan isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışında, kişilere somut bir fiil isnadında bulunarak hakaret edilmiş olması hâlinde, isnadın doğruluğunun ispat edilebilmesi için iki seçenek koşuldan birinin gerçekleşmesi gerekir.
Birinci seçenek koşul, isnadın doğruluğunun ispatında kamu yararı bulunmasıdır.
Diğer seçenek koşul ise, şikâyetçinin yani kendisine hakaret edilenin ispata razı olmasıdır.
Yine Anayasamıza göre, isnadın doğruluğunun ispat edilmiş olması, hakaret suçunun hukuka aykırılığını ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle, hakarette bulunan kişi hakkında beraat kararı verilmelidir. madde metnindeki düzenleme yapılırken, Anayasamızın bu konuda belirlediği kurallar da göz önünde bulundurulmuştur.
Madde metninde kabul edilen sisteme göre, isnadın doğruluğunun ispat edilebilmesi için, isnadın bir suç vakıasına ilişkin olması gerekir. Yani kişiye belli bir suçu işlediğinden bahisle hakaret edilmiş olması gerekir. Ayrıca, hakaretin yapıldığı anda isnadın konusunu oluşturan suç dolayısıyla kişi hakkında henüz bir hüküm verilmemiş olmalıdır.
Bu sistemde, isnadın doğruluğunun ispatı, hakaret suçundan dolayı açılan davanın görüldüğü mahkemede yapılmamaktadır. Hakaret suçunun işlendiğinden bahisle açılan davanın görüldüğü mahkeme, yapılan somut vakıa isnadının bir suç oluşturması durumunda, bu suçun gerçekten işlenmiş olup olmadığının ortaya çıkarılmasını bekletici mesele kabul ederek, bu nedenle açılmış veya açılacak olan davanın sonucunu beklemelidir. İsnadın doğruluğunun ispatı, ancak isnat konusu suç vakıası dolayısıyla açılan ceza davası bağlamında ilgili mahkemede söz konusu edilebilir.
İsnat konusu suç vakıası dolayısıyla açılan ceza davası sonucunda bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde; isnat ispatlanmış addedilir ve maddenin birinci fıkrası gereğince, hakarette bulunan kişiye ceza verilmez.
Ancak, hakarete uğrayan, isnat edilen fiil dolayısıyla hakkında açılan davada kesinleşmiş bir hükümle beraat etmişse, isnat ispat edilmemiş sayılır ve hakaret eden kişi cezalandırılır. Hakarete uğrayan kişi hakkında, isnat edilen fiil dolayısıyla takipsizlik kararı veya açılan davada düşme kararı verilmiş olması hâlinde de; isnadın doğruluğu ispat edilmemiş sayılacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasına göre; kesin hükümle sonuçlanmış bir davayla işlendiği sabit görülen bir fiilden bahisle kişiye hakaret edilmiş olması hâlinde, cezaya hükmedilir. Böylece, daha önce işlediği bir suçtan dolayı mahkûm edilmiş olan kişiye, bu suçtan bahisle hakaret edilmiş olmasının tasvip edilemez olduğu vurgulanmıştır. Hakkında başlatılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı veya açılan davada düşme veya beraat kararı verilmiş olan kişiye, soruşturma veya kovuşturma konusu fiilden bahisle hakaret edilmiş olması hâlinde, hakaret edenin cezalandırılacağında kuşku yoktur.
Bu açıklamalar çerçevesinde, maddi olayda, sanık …’nun 2013 yılı Haziran ayında müştekinin muayenehanesine giderek diş tedavisi yaptırdığı, aralarında muayene ücretinin ödenmesi meselesi yüzünden ihtilaf bulunduğu, bu ihtilaf ortaya çıktıktan sonra sanığın www.facebook.com isimli internet sitesindeki oturumundan diğer kullanıcıların da görebileceği ve okuyabileceği şekilde, “Fethiye’de yaşayanlar paylaşın lütfen!! Fethiyede Diş Hekimi Aybars Turan tarafından tacize uğrayan arkadaşlar lütfen özelden mesaj atın, özellikle yalnız bayanları secen sapık doktora dava açıcaz 3 kişiyiz! lütfen bu mesajı paylaşın ve tacize uğrayan bayanlar bu mesajı görürseniz lütfen çekinmeyin. Arayın başkasının da başına gelmesin” şeklinde sözler içeren mesaj yazdığı şeklinde gerçekleşen eylemde,
Sanık … kovuşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesinde, basit cinsel saldırıyla ilgili şikayetiyle sanık hakkında kamu davası açıldığını, bu davaya tanık bulmak için facebooka soruşturmaya konu mesajı ben koydum, bunun suç olduğunu bilmiyordum, pişmanım, şeklinde beyanlarda bulunduğu,
Katılan … kovuşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesinde, diş hekimi olarak görev yapmaktayım. Sanık 08/07/2013 tarihinde benim muayeneme geldi. Eşimle bağlantı kurmuşlar. Benden indirim yapmamı istedi. Neticede 2355 TL zirkonyum diş, ve 2120 TL lik de porselen diş tuttu. Bunlar üzerinden ben kendisine indirim yaptım. Bana toplamda 990 TL ödeme yaptı. Geri kalan miktarı ödemedi. Bunun üzerine bende noter aracılığıyla kendisine ihtarname çektirdim. Borcu ödemesi yönünde kendisine mesaj attım. O da bunun üzerine benim size borcum yok, siz bana tacizde bulundunuz diye mesaj çekti, daha sonra facebookta benim hakkımda “bu doktor sapıktır,” şeklinde çirkin mesajlar yayınlamıştır. şeklinde beyanda bulunduğu,
Tanık Saliha Yalçın’ın kovuşturma aşamasındaki ifadesinde; yaklaşık 1,5 yıldan beri Aybers beyin yanında çalışmaktayım, olay gününde de sanık … hanım iş yerine geldi, koltuğuna oturttum, aletleri bağladım, doktor bey gelip baktı, doktor bey aletleri istediğinden dolayı ben yanında bulunmaktaydım, Emel hanım gidene kadar yanındaydım, herhangi bir tacize yönelik birşey görmedim, duymadım, kaldıki öyle birşey olmuş olsaydı Ramazan Beyin yanında ben çalışmazdım, şeklinde beyanlarda bulunduğu
Bunu dışında suçu konu Fethiye 4 Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2014 tarih ve 2014/70 Esas ve 2014/247 Karar sayılı ilamıyla, sanık … hakkında TCK 102/1 maddesince açılan basit cinsel saldırı suçuyla ilgili yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında atılı suçtan beraatine karar verildiği, söz konusu kararın 06/06/2014 tarihinde kesinleştiği,
Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2014/423 Esasında derdest olan ve hakaret suçuna iliştin dava dosyasına delil olarak sunulmuş olduğunun anlaşılması karşısında,
Cinsel saldırıya yönelik İsnat edilen suçla ilgili açılan ceza davası beraat ile sonuçlanması ve kararın kesinleşmesi üzerine, TCK 127/1 maddesinde yazılı ispat külfetine ilişkin bir durumun söz konusu olmadığı ve sanık …’nun katılan …’a yönelik iddiaların ispat edilemediği,
Bu aşamadan sonra, 1- mahkemece isnadın doğruluğunun ispatında kamu yararı bulunması yada 2- katılanın yani kendisine hakaret edilenin ispata razı olmasının söz konusu olmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanığın internet sayfasında katılana yönelik yazdığı mesaj içeriği dikkate alındığında, mesajında yer alan sözlerin katılanı küçük düşürmeye yönelik tahkir edici nitelikte olduğu ve sanığın üzerine atılı bulunan hakaret suçunu işlediği anlaşılmakla, Fethiye 6 Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2014 tarih ve 2014/423 Esas ve 2014/360 Karar sayılı ilamıyla, TCK 125/1, 62 md 2 Ay 15 Gün Hapis ve TCK 50/1-a md 1500 TL Adpc cezalandırılmasına ilişkin kararın onanması istemiyle, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 22/01/2018 gün ve 2016/3227 Esas, 2018/593 Karar sayılı kararına itiraz edilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre;
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2- Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 22/01/2018 gün ve 2016/3227 Esas, 2018/593 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Fethiye 6 Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2014 tarih ve 2014/423 Esas ve 2014/360 Karar sayılı ilamıyla, TCK 125/1, 62 md 2 Ay 15 Gün Hapis ve TCK 50/1-a md 1500 TL Adpc cezalandırılmasına ilişkin kararın ONANMASINA,” denilerek, dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
III- Karar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce, sanık hakkında hakaret suçundan verilen 22/01/2018 gün ve 2016/3227-2018/593 E-K sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 01/10/2014 tarih ve 2014/423-2014/360 E-K sayılı mahkumiyet hükmünü içeren dosya yeniden görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Seçimlik hapis cezası TCK’nın 50/2. maddesine aykırı olarak para cezasına çevrilmiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından, sanık …’nun ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 02/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.