Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2018/2413 E. 2018/14839 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2413
KARAR NO : 2018/14839
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

KARAR

İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2013 tarihli ve 2012/349 esas, 2013/929 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği tespit edildiğinden hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 184/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2016 tarihli ve 2015/858 esas, 2016/523 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02/03/2018 gün ve 17521 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Kayden 14/04/1941 doğumlu olup, fiili işlediği sırada 65 yaşından büyük olan ve suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti bulunmayan sanık hakkında, verilen hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk olduğunun gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, maddede sayılan seçenek yaptırımlara çevrilebileceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 3. fıkrasında ise, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, 07.05.2009 günlü suç tarihinde 65 yaşınan büyük olan ve suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanığa, 5237 sayılı TCK’nın 184/1. maddesi uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden, hapis cezasına mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık … hakkında, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2016 tarihli ve 2015/858 esas, 2016/523 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek, sanığa imar kirliliğine neden olma suçundan TCK’nın 184/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının, TCK’nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 TL’den paraya çevrilerek sanığın, 6.000 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
3- TCK’nın 52/4 maddesi gereğince adli para cezasının aylık 24 eşit taksitler halinde ödenmesine,
4- Kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 13/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.