Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2018/2404 E. 2018/14837 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2404
KARAR NO : 2018/14837
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

KARAR

Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sırasında yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 1/b maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine dair İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2017 tarihli ve 2016/349 esas, 2017/360 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne, anılan kararın kaldırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/10/2017 tarihli ve 2017/1161 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26/02/2018 gün ve 14447 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın Taraf gazetesinin 25/03/2010 tarihli sayısının 11. sayfasında “Kum Saati” adlı köşede “Demokrat Olmak” başlığı altında yayımlanmış yazısında Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyelerine hakaret ettiğinden dolayı kamu davası açıldığı, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un “Dava ve cezaların ertelenmesi” başlıklı geçici 2. maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği, anılan karara karşı katılan ve sanık müdafiinin itirazları üzerine mercii İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin;
“(1) 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.”
Şeklindeki açık hükmü karşısında, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın kabulüne ve kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
6352 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde, 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine karar verilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
6352 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi ve madde gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun bu düzenleme ile ifade ve basın özgürlüğünü korumayı amaçladığı görülmektedir. Bireylerin basın veya sair yayın vasıtaları yoluyla ortaya koydukları düşünce açıklamaları nedeniyle suçlanmamaları ve haklarında ceza soruşturması veya kovuşturması açılmasının önlemesi amaçlanmış, ayrıca ifade özgürlüğünü ihlal iddialarına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ülkemiz aleyhine açılan tazminat davalarının azaltılması öngörülmüştür.
6352 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca hakkında erteleme imkanı getirilen suçların bir kısmı basın ve yayın yoluyla diğer bir kısmı ise sair düşünce açıklaması yöntemiyle işlenen suçlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde; “Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar….anlaşılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu tanıma göre kitle iletişim araçları vasıtasıyla işlenen ve üst sınırı 5 yılı aşmayan hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar maddenin kapsamına girecektir. Burada suç ayrımına gidilmediği yalnızca suçun basın veya yayın yoluyla işlenmesinin yeterli olduğu görülmektedir. Basın veya yayın araçları görsel, işitsel, yazılı ve elektronik olabilecektir. Ancak bu araçlar yoluyla işlenen suçun genele açık olması diğer bir deyişle kitle iletişimine açık olması gerekmektedir.
İnceleme konusu olayda, sanığın Taraf gazetesinin 25/03/2010 tarihli sayısının 11. sayfasında “Kum Saati” adlı köşede “Demokrat Olmak” başlığı altında yayımlanmış yazısında Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla kamu davası açılmıştır. Eylemin basın ve yayın yoluyla gerçekleştirildiği ve suç tarihinin 31/12/2011 tarihinden önce olması gözetildiğinde, sanık hakkında 6352 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilmesinin yerinde olduğu, bu suretle merciince itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,
1- Sanık … hakkında, İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/10/2017 tarihli ve 2017/1161 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 13/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.