Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2018/1950 E. 2018/14560 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1950
KARAR NO : 2018/14560
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; iddianamede geçen ve sanığın katılana hitaben söylediği kabul edilen “hepiniz artist olmuşsunuz” sözlerinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi,
2) Sanığın görevli polis memuruna aracı ile çarptığı kabul edilmesine karşın, TCK’nın 265/4. maddesinin uygulanmaması,
3) Dosya kapsamına göre; sanığın “… bunun hesabını size soracağım, gidin dağdaki teröristin yakasını yırtın, siz benim kim olduğumu göreceksiniz, karakola gidiyorum, sizinle görüşeceğiz” şeklindeki sözlerinin şikayet hakkı kapsamında kaldığı, tehdit içermediğinin anlaşılması karşısında TCK’nın 43 uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4- Kabule göre de;
Mahkemece en ağır ilam yerine iki ayrı ilamın tekerrüre esas alınması ve tekerrüre esas alınan bu ilamların verildikleri tarih itibariyle kesin nitelikte olmaları sebebiyle, tekerrür koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı TCK’nın 58. md gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.