Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2017/7465 E. 2019/13787 K. 03.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/7465
KARAR NO : 2019/13787
KARAR TARİHİ : 03.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Tehdit suçundan kurulan hükmün temyizinde; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanığın katılana “siz var ya hani doktorlar şişleniyor ya siz bunu hak ediyorsunuz” şeklinde sözler söylediğinin kabul edilmiş olması karşısında, söz konusu tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilen sözlerin mağdurun üzerinde korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli olmadığı gibi geleceğe yönelik bir zarar gerçekleştirileceği anlamı da taşımadığı gözetilmeden, tehdit suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2) Kabule göre ise; sanık hakkında hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilirken, TCK’nın 52/3. maddesine aykırı olarak, esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi;
B) Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
Kabule göre, gerçekleştirilen hakaret eyleminde aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçe ile TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03/10/2019 tarihinde, tehdit suçunun oluşmadığına dair bozma nedeni yönünden oy çokluğuyla, hakaret suçunun aleniyet yönünden oy birliğiyle, ancak hakaret suçundan TCK’nın 129. maddesinin uygulanmamasının hukuka uygun olduğuna dair oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Sanık hakkında görevli doktor olan katılana hakaret ve tehdit ettiğinden bahisle açılan kamu davası neticesinde sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ve Dairemizce bu hüküm bozulmuştur.
Diğer bozma ilamlarına aynen iştirak etmekle birlikte hakaret suçundan haksız tahrik uygulanması yönünde verilen karara iştirak etmiyoruz. Sanığın eşi olaydan yaklaşık 10 gün önce kızı…’yi aynı hastanede katılan doktora götürmüş, doktor tarafından bazı tetkikler istenmiş sanığın eşi tarafından bu tetkikler yaptırılmış tekrar doktorun yanına gidildiğinde katılan doktorun” tetkikleri neden yaptırmadınız?” diyerek sanığın eşine bağırdığı, tetkiklerin yapılmaması sebebinin ise doktor tarafından gerekli işaretlemenin yapılmamış olduğu ve sanık tarafından bu durumun bilindiği olay tarihinde de sanığın kızını yine doktora götürdüğü daha önceki olay hatırlatılarak sanığın orada bulunan sekreterle “işinizi neden doğru yapmıyorsunuz? neden insanları boşuna uğraştırıyorsunuz?” diye konuşmaya ve tartışmaya başladığı bu sırada katılan doktorun sanığın yanına gelerek “neden sekreterime bağırıyorsunuz!” diye söylemesi üzerine sanıkla katılan arasında tartışma yaşandığı tartışma üzerine sanığın katılanı Sağlık Bakanlığına şikayet edeceğini söylemesi üzerine katılanın “nereye şikayet edersen et! benim kimseden korkum yok” sözleri üzerine tartışmanın devam ettiği bunun üzerine katılanın sanığı şikayet edeceğini beyan etmesi üzerine “şikayet etmezseniz şerefsizsiniz” şeklinde söz söylediği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Türk Ceza Kanunu düzenlenirken kamu görevlilerini ayrı bir koruma altına almış ve onlara yapılan kimi hareketlerin daha fazla cezalandırılmasını öngörmüştür. Ancak kamuya hizmet eden devlet memurlarının ve kamu görevlilerinin bu işlemleri yaparken öncelikli olarak vatandaşın işini yokuşa sürmeyerek bir an önce ve en pratik şekilde tamamlaması da görevidir. Kamu görevlileri kendisinden kaynaklanan aksamalarda da vatandaşı azarlamak yerine bunun gerekçelerini vatandaşla paylaşıp bir daha aynı aksaklığın meydana gelmemesi için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Olayımızda görevli katılan doktor kendisinden kaynaklanan aksaklığı kabul etmemiş aksine sanığın genel anlamda söylediği sözleri irdelemiş ve en sonunda sanığa mahkum olduğu sözleri söylemesine sebebiyet vermiştir. Bu sebeplerle sanık hakkında TCK’nın 129/1. maddesindeki haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

KARŞI OY (TEHDİT SUÇU YÖNÜNDEN)

Olay: Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı 24/03/2015 gün ve 2015/1608 sayılı iddianameyle; 03/12/2014 günü müşteki …’a karşı hakaret ve tehdit suçlarını işleyen …’ın TCK 125/1-3-a, 106/1-1-cümlesi, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasını talep etmiş. İddianame içeriğinde; … müştekiye doğru yürüyen şüphelinin hani doktorları öldürüyorlar ya siz bunu hak ediyorsunuz, siz hakettiğiniz için öldürüyorlar, siz her şeyi hak ediyorsunuz, şikayet etmezsen şerefsizsin diye hakaret ve tehdit eylemlerinin işlediği belirtilmiştir.
a- … 27/01/2015 günlü beyanında; 03/12/2014 günü saat 14:00 sıralarında …’ın kendisine hakaret ve tehdit ettiğini, şikayetçi olduğunu belirtmiş.
b- Tanık … doktor hanımın odasına gittiğini, bir kişinin doktor hanıma “Allah belanı versin. Sizi, sağlık çalışanlarını şişlemek lazım” diyerek üzerine yürüdüğünü, şahsın önüne geçtiğini, şahsın “siz insan ayrımcılığı yapıyorsunuz, sizin gibi doktorları şişlemek lazım, her şeyi hak ediyorsunuz, dövdüğümüz zaman da dövdü oluyoruz” diye bağırdığını beyan etmiş.
c- Tanık Seda Nur Evrensel doktorun odasında evrak kayıt işi yaptığını, bir kişinin doktor hanıma “Allah belanızı versin. Sizi, sağlık çalışanlarını şişlemek lazım” diyerek doktorun üzerine yürüdüğünü, “Siz insan ayrımcılığı yapıyorsunuz, sizin gibi doktorları şişlemek lazım, her şeyi hak ediyorsunuz, dövdüğümüz zaman da dövdü oluyoruz” diyerek bağırdığını beyan etmiş.
d- … babasının uyarmak maksadıyla konuştuğunu tehdit ve hakaret etmediğini belirtmiş.
e- … kızının bir buçuk ay kadar önce annesi tarafından doktora götürüldüğünü, film çekimi konusunda eşine doktorun bağırdığını, bu durumun kendisine anlatıldığını, hastaneye gittiğinde doktora durumu sorduğunu, insanları tahrik ettiklerini söylediğini, uyarmak için konuştuğunu tehdit ve hakaret etmediğini ifade etmiş.
f- 04/12/2014 günlü beyaz kod tutanağı içeriğinde; … şahsın doktoru tehdit ve hakaret ettiği belirtilmiştir.
25/03/2015 günlü tensiple iddianame kabul edilmiş ve duruşma 20/05/2015 tarihine bırakılmıştır. 20/05/2015 tarihli duruşmada sanık savunması, müşteki ve tanık beyanları alınmış ve TCK 125/4 maddesinin uygulanma ihtimali nedeniyle sanığa ek savunma hakkı tanınmış. Mahkeme sanığın tahrik olacağı bir fiil olmadan mağdura şerefsiz diye hakaret ettiğini ve siz var ya hani doktorlar şişleniyor ya siz bunu hak ediyorsunuz diye tehdit ettiğini kabul etmiş ve sanığın TCK 125/3-a, 125/4, 62, 50, 52 maddeleri uyarınca 7080 TL, adli para cezasıyla ve TCK 106/1-1, 62, 50, 52 maddeleri uyarınca 3000 TL, adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiş, karar süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edilmiş.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 20/11/2017 gün ve 2015/247288 sayılı tebliğnameyle; hakaret suçu yönünden aleniyet unsuru gerçekleşmediği halde sanık hakkında TCK 125/4 maddesinin uygulanması nedeniyle CMUK 321 maddesi uyarınca hükmün bozulması, tehdit suçu yönünden ödenmeyen adli para cezasının hapise çevrileceği ihtaratının ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/3 maddesine aykırı olarak esas alınan tam gün sayısının belirtilmemesi CMUK 321 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
18. Ceza Dairesi 03/10/2019 gün 2019-13787 sayılı kararı ile hükümlerin bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin hakaret suçu yönünden doktorun odasında gerçekleşen hakaret eyleminin ne şekilde aleni yerde işlendiği açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçe ile TCK 125/4 maddesinin uygulanması hususundaki bozma düşüncesine katılıyorum.

Ancak tehdit suçu yönünden bozma düşüncesine katılmıyorum.
Nedenler
Tehdit suçunun konusunu, kişinin hayatı, vücut bütünlüğü veya mal varlığı değerlerinin oluşturduğu gibi yine tehdide muhatap olan mağdurun iç huzuru, sükunu, hukuki güvenlik duygusu, irade oluşturma ve irade hareket serbestisi ve hürriyeti ve emniyet duygularıdır. Bu tehlike suçu olduğundan, tehdit suçunda mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
Madde gerekçesine göre, tehdit suçunun koruduğu hukuki değer, öncelikle kişilerin huzur ve sükunudur, böylece kişilerde bir güvenliksiz duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Tehdit suçunun konulmasıyla kişinin korkusuz, endişe duymadan, huzur içinde, emniyet duygusuyla ve özgürce yaşanması sağlanmak istemiştir. Kanun koyucu her bireyin ait olması gereken huzur ve sükun ortamının bozulabilecek ve bireyleri endişeye sevk edecek hareketleri cezalandırmayı amaçlamıştır.
Sanığın katılanı tehdit ettiğine ilişkin iddianame düzenlenmiş, mağdur anlatımında, beyaz kod içeriğinde tehdit sözlerinin açıkça yazılmamasına rağmen olay yerinde bulunan tanıklar … ve Seda Nur Evrensel soruşturma ve kovuşturma anlatımlarında sanığın mağdur doktoru “… sizi, sağlık çalışanlarını şişlemek lazım” diyerek doktorun üzerine yürüdüğünü “sizin gibi doktorları şişlemek lazım, her şeyi hak ediyorsunuz, dövdüğümüz zaman da dövdü oluyoruz” diye tehdit ettiğini beyan etmişler. Mahkeme yaptığı yargılama sonrası tehdit eyleminin varlığını kabul etmiş ve sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir.
Sonuç
Sözlerin içeriği, sözler söylenirken sanığın mağdurun üzerine yürümesi, tanığın engellemesi ve dışarı çıkartılması bir bütün halinde düşünüldüğünde tehdit suçunun işlendiği. Mağdur üzerinde korku ve kaygının oluştuğu, sonuç almaya el verişli koşulların ortaya çıktığı, o an kısa süre de zararın meydana gelme ihtimalinin doğduğu.
Yasalarda aranan tehdit suçunun unsurlarının dosya içerisindeki olayda gerçekleştiği.
Dosya içeriği ile tehdit eyleminin işlendiği sabit olduğundan, tebliğnamedeki düşünce gibi tehdit suçundan kurulan hükmün düzeltilerek onanması gerektiği düşüncesiyle bozma kararına katılmıyorum.