Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2017/642 E. 2019/4939 K. 13.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/642
KARAR NO : 2019/4939
KARAR TARİHİ : 13.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde işlediği ve hükmün açıklanmasına neden olan hükümler incelendiğinde, sanık hakkında silahlı tehdit (TCK.106/1-2a), kasten yaralama ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, sanığın tehdit suçundan beraatine karar verildiği, kasten yaralama ve hakaret suçlarından kesin nitelikte adli para cezası ile mahkumiyetleri sebebiyle de temyiz konusu dosyaya ihbarda bulunulduğu, ihbar konusu dosya bakımından soruşturma aşamasında tehdit suçunun uzlaşma kapsamında olmaması ve CMK’nın 253/3. fıkrasının ikinci cümlesi dikkate alındığında soruşturma aşamasında yapılan uzlaşma teklifinin geçersiz olduğu, ancak kovuşturma aşamasında tehditten beraat kararı verilmesi karşısında, kasten yaralama ve hakaret suçlarının uzlaşma kapsamında kaldığının anlaşılması karşısında, sanık lehine taraflara uzlaşma imkanı tanınıp tanınmadığının araştırılması, anılan hükümler yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip, sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Kabule göre de;
a) Sanık … ve temyiz kapsamı dışında kalan sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan dava açılmadığı ve Mahkemece bu suçtan hüküm kurulmadığı halde, gerekçeli kararın açıklama bölümünde görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret eylemlerinin sabit görüldüğünden bahsedilerek, hükümde karışıklığa sebebiyet verilmesi,
b) Dosya kapsamına göre, sanık …’ın müşteki kamu görevlilerince kimliği istendiğinde kimliğini vermeyeceğini söylemesi, sakin olması istendiğinde de “… sinkaf ettirmeyin bir tarafınızı” şeklindeki sözlerinin bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunun tehdit unsurunu oluşturduğu, bu suretle sanık hakkında TCK’nın 265/1 ve 43/2. maddeleri uyarınca ceza tayin edilmesi gerekirken, hakaret suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Sanık hakkında TCK’nın 125/1,3-a maddeleri uyarınca hükmedilen 1 yıl 2 ay hapis cezası üzerinden aynı Yasanın 125/4. maddesi uyarınca 1/6 oranında artırım yapılıp, belirlenecek 1 yıl 4 ay 10 gün hapis cezasından aynı Yasanın 43/2-1 maddesi gereği 1/4 oranında artırımla 1 yıl 8 ay 12 gün, aynı Kanunun 62/1 maddesi gereği 1/6 oranında indirimle netice cezanın 1 yıl 5 ay hapis cezası olması gerekirken, hatalı hesaplama yapılarak neticeten 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası şeklinde eksik ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.