Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2017/583 E. 2019/4341 K. 05.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/583
KARAR NO : 2019/4341
KARAR TARİHİ : 05.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre; gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 11/03/2014 yerine 21/03/2014 yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu ve sanığın yokluğunda verilen 31/03/2016 tarihli kararın öncelikle duruşmada bildirdiği en son adresine tebliği yerine Tebligat Kanununun 21. maddesine göre mernis adresine yapıldığının anlaşılması karşısında, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması nedeniyle, temyizin süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü.
A- Tehdit suçuna yönelik kurulan hükmün temyiz incelenmesinde, kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, sanık … Yılmaz’ın tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Hakaret suçuna yönelik kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- TCK’nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, suçun işlendiği kabul edilen yerin semt polikliniğinin hangi bölümünün olduğu ve aleniyet unsurunun ne şekilde gerçekleştiği tartışılmadan, yetersiz gerekçe ile TCK’nın 125/4. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
2- Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde: “Bu Yönetmelik kapsamında yapılacak hukuki yardıma bağlı olarak Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca lehe hükmedilecek vekâlet ücretleri hakkında 26/09/2011 tarihli ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesi uygulanır.” hükmü, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesinde ise: “(1) Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.
İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler karşısında, doktor olarak görev yapan müştekinin, Sağlık Bakanlığının görevlendirdiği vekille temsil edilmesi ve Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesi ile 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesi uyarınca idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık … ’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.