Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/9221 E. 2018/7724 K. 21.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9221
KARAR NO : 2018/7724
KARAR TARİHİ : 21.05.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süreleri ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
A- Sanıklar …, … ve … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
Sanıklara yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezaların Kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanıklar …, … ve …’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B- Suça Sürüklenen Çocuk … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizinde ise;
Hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren, 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesi uyarınca temyiz incelemesine konu ve TCK’nın 265/1. maddesinde tanımı yapılan görevi yaptırmamak için direnme suçunun, suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaşma kapsamına alınması karşısında, TCK’nın 7/2. maddesindeki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan Kanun uygulanır ve infaz olur” hükmü gözetilerek anılan Kanunun 35.maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince görevi yaptırmamak için direnme suçundan suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunda yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak sair yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/05/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Olay:
Afyon Cumhuriyet Başsavcılığı 17.12.2012 gün ve 2012/10608 sayılı iddianame ile 24.11.2012 tarihinde görevli memurlara karşı direnme suçunu işleyen …, … ve …’ın TCK 265/1-3, 53/1, 63/1 maddeleri gereğince cezalandırılması için 19.12.2012 gün 2012/10753 sayılı iddaname ile suça sürüklenen çocuk … hakkında 23.11.2012 tarihinde işlediği görevli memurlara karşı direnme suçundan TCK 265/1, 265/3, 31/3 maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davaları açmıştır.
Afyon 3. Asliye Ceza Mahkemesi suça sürüklenen çocuk … hakkında açılan kamu davasının Afyon 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/693 esas sayılı dava dosyasında birleştirilmesine karar vermiştir.
Afyon 1. Asliye Ceza Mahkemesi 11.02.2014 gün 2014/46 sayılı kararı ile sanıklar … ve …’ın TCK 265/1, 265/3, 62 maddeleri gereğince cezalandırılmasına. Suça sürüklenen çocuk …’ın TCK 265/1, 265/3, 31/3 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu karar, suça sürüklenen çocuk … müdafii, sanık …, sanık …, sanık … ve suça sürüklenen çocuk … tarafından temyiz edilmiş.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 21.05.2018 gün 2016/9020 esas ve 2018/7724 sayılı kararı ile sanıklar …, … ve … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerin oy birliğiyle onanmasına, suça sürüklenen çocuk … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği nedeniyle oy çokluğuyla bozulmasına karar vermiştir.
Yüksek Dairenin suça sürüklenen çocuk … yönünden yaptığı bozma gerekçesine katılmıyorum.
Nedenler:
Muhalefet konusu uyuşmazlığın suça sürüklenen çocuğun işlediği görevli memura etkin direnme suçu ile ilgili olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eğişik CMK 253/1 maddesinin 1. fıkrasına eklenen ”c” bendi uyarınca üst sınırı 3 yılı geçmeyen atılı suçların uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında; suçun nitelikli halinin işlenmesi durumunda da bu suçun uzlaşma kapsamında bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Uzlaşma kurumu 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK 73, 5271 sayılı CMK 253 ve 254. maddelerinde düzenlenmiştir. 03.07.2005 tarihinde 5395 sayılı Çocuk Korumu Kanunun 24. maddesi uyarınca kapsam genişletilmiş, 06.12.2006 tarihli 5260 sayılı Yasa ile 5237 sayılı TCK 73, 5271 sayılı CMK 253 ve 254, 5395 sayılı Yasanın 24. maddelerinde değişiklikler yapılmış, çocuklar ile reşit kişilerin durumu arasında paralellik sağlanmıştır. Daha sonra 26.06.2009 tarih ve 5918 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 5271 sayılı Yasanın 253. maddesinde değişiklik yapılarak uzlaşma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen başka bir suç ile birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı öngörülmüştür.
6763 sayılı Yasa ile uzlaşma kapsamında ki suçların sayıları artırılmış, TCK 106/1, 141, 157 maddeleri uzlaşma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca üst sınırı 3 yıl yılı geçmeyen hapis ceza adli parasını gerektiren suçlarda uzlaşma kapsamına dahil edilmiştir.
Suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaşma kurumunun kapsamının daha geniş biçimde düzenlendiği anlaşılmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu bazı fiilleri suç olarak belirlemekle birlikte bu fiiller açısından suçların nitelikli hali- netice sebebiyle ağırlaştırılmış suç tiplerine yer verilmemiş, başkabir anlatımla suçun yalnızca temel şeklini düzenlemekle yetinmiştir. Örneğin: TCK 175, 176, 177, 180, 183, 225, 263 ve benzeri maddelerde olduğu gibi.
Ancak; bazı suç tipleri için suçun temel şekline yer verdikten sonra suçun nitelikli hallerini – netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara yer verilmiştir. Netice sebebiyle ağırlaşmış suçlar suçun temel şeklinin düzenlendiği maddede öngörülebildiği ”TCK 105/5-6, 103/5-6 GİBİ” ayrı maddelerde de hükme bağlanmış olabilmektedir. ”TCK 87, 95” 5237 sayılı TCK’nın suçun nitelikli hallerinin bazı suçlarda suçun temel şeklini düzenlendiği madde de TCK 85/2, 86/3, 89/2-4, 102/2-3, 103/2-4, 109/2-4’7 düzenlendiği bazen de suçun temel şeklinin düzenlendiği madde dışında başka bir madde de ayrıca düzenlendiği ”TCK 82,137, 142, 149, 152, 158” GÖRÜLMEKTEDİR. Bazı suçlar için nitelikli hallerin bu suçun temel şeklinindüzenlendiği madde de hem de ayrı bir madde de öngörülmüş olduğu haller vardır. ”TCK 116/4, 119” bunun dışında bazı maddelerde suçun nitelikli halleri için müstakil bir ceza öngörülmüş iken ”TCK 82, 85/2, 94/2-3, 102/2, 103/2, 106/2, 109/2” bazı maddeler de suçun temel şekli için belirlenen cezanın belirli oranlarda artırılması biçiminde ”TCK 86/3, 102/3, 103/3-4, 109/3” düzenleme yapıldığı görülmektedir.
Yine bazı maddelerde de suçun nitelikli halleri için hem müstakil ceza öngörüldüğü ”TCK 102/2, 103/2, 109/2” hem de cezanın belirli bir oranda artırılması esasının kabul edildiği ”TCK 102/3, 103/3-4, 109/4” anlaşılmaktadır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 265 maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında suçun temel şekli devamı fıkralarında suçun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde 2, 3, 4 fıkralarında suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli haller olduğu açıklanmıştır.
Suçun temel şeklinin düzenlendiği 1. fıkrasında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Suçun nitelikli halinin düzenlendiği 2. fıkrasında 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken 3. fıkrasında önceki fıkralarda belirtilen suçun kişinin kendini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza 1/3 oranında artıralacağı, yine suçun silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde yukarıda ki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılacağı 4. fıkrada öngörülmüştür.
Suçu sürüklenen çocuğun eylemi TCK 265/1-3 maddeleri kapsamındadır, Yerel Mahkemece ve Yargıtay 18. Ceza Dairesi eylemi bu şekilde nitelemiştir.
Türk Ceza Yasasında suçun nitelikli halleri için bazı maddelerde müstakil ceza belirlenmesi, bazı maddelerde ise cezanın belirli oranda artırılması esasının kabulü sistematik gözükmesede bu tür düzenleme tercihi kanun koyucunun takdiridir.
5237 sayılı Türk Ceza Yasasının cezanın belirlenmesi başlığını taşıyan 61/4 fıkrasında bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda, temel cezada önce artırım sonra indirim yapılır, denilmesine mütakip TCK 66/3 fıkrasında dava zamanaşımının belirlenmesinde dosyada ki mevcut deliller itibariyle suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleride gözönünde bulundurulur hükmü getirilmiştir.
Suçun uzlaşma kapsamında kalıp kalmadığı hususunda suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanması istenen ve suçun nitelikli halinin düzenlendiği maddenin 3. fıkrasında öngörülen hapis cezasının üst sınırı 3 yıl hapis cezasından fazladır. Bu durum suça sürüklenen çocuklar yönünden suçu uzlaşma kapsamından çıkarmaktadır.
Yasa koyucunun tercihi, benzer konularda farklı uygulamalara yol açmamalıdır. Bağımsız yaptırım öngörülen nitelikli haller yönünden uzlaşma açısından nitelikli halin cezanın üst sınırı dikkate alınıp, artırım öngören maddelerde de bu artırımın nazara alınmaması, suçun temel şeklinin cezasının nazara alınması eşitsizlik ve adaletsizliğe yol açabilecektir. Bu nedenle nitelikli haller açısından yasa koyucunun tercih ettiği yaptırım sistemi nazara alınmaksızın ister bağımsız bir yaptırım öngörmüş olsun, isterse belirli bir oran dahilinde artırım yöntemi tercih edilmiş olsun uzlaşma hükümlerinin uygulanmasında tüm nitelikli haller dikkate alınarak uygulama yapılmalıdır.
Sonuç:
Yukarıda belirtilen nedenlerle suça sürüklenen çocuk yönünden Yargıtay 18. Ceza Dairesinin uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına, yönelik gerekçeyle verdiği Bozma Kararına katılmıyoruz, diğer sanıklar yönünden verilen onama kararına katılıyorum.