Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/8679 E. 2018/15492 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/8679
KARAR NO : 2018/15492
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Cumhuriyet Savcısının CMK’nın 160 vd. maddelerine göre, yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirme bulunmaksızın, bir ihbar üzerine sanığın kullandığı telefonun, kolluk görevlisi tarafından müşteri gibi arandığı, fuhuş pazarlığı yapıldığı, kolluk görevlisinin söylenen yere giderek sanıkla buluştuğu ve birlikte gazinoya girdikleri, burada garsonların yönlendirmesiyle mağdurların sanık ile kolluk görevlisinin masasına oturduğu, kolluk görevlisinin mağdurlardan birine fuhuş teklifinde bulunduğu ve teklifin mağdur tarafından kabul edilmesinden sonra polis kimliğinin açıklandığı, ardından diğer kolluk görevlilerinin işyerine girerek kimlik tespiti yapmalarından sonra konu ile ilgili Cumhuriyet Savcısına bilgi verilerek, sanık ile diğer şahısların ifadelerinin alındığı ve tahkikat evrakının ikmalen gönderilmesi talimatının alındığı somut olayda,
Cumhuriyet Savcısının CMK’nın 160 vd. maddelerine göre, yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirmesinin olmadığı, fuhuş iddiasının da sanıklar, mağdurlar, gazinoda çalışan diğer bayanlar ile gazino çalışanları tarafından doğrulanmadığı, yerleşik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere, gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisinin hiç bir zaman kışkırtıcı ajan gibi gibi hareket edemeyeceği, önceden failde bulunmayan suç işleme kastı oluşturarak, faili suç işlemeye azmettiremeyeceği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı fuhuş suçunu işlediğine ilişkin, hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş delil bulunmadığının anlaşılması ve sanığın atılı suçlamayı reddetmesi karşısında, her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delil bulunmadığı gözetilerek sanığın beraati yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,

Karardan sonra yürürlüğe giren 28/06/2014 tarih 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca, adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verilebilecek olması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde para cezasının ödenmemesi halinde kalan cezanın hapse çevrilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.