Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/7832 E. 2018/15810 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/7832
KARAR NO : 2018/15810
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Temyiz başvurusunun süresinde yapılmaması karşısında, sanık …’ın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’ın, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Sanık … hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde,
a)Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK’nun 43. maddesinin ikinci fıkrası; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretim mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın, katılanlara yönelik tehdit ve yaralama şeklindeki eylemlerinin hukuken bir bütün halinde tek bir görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu, buna bağlı olarak da bir fiille birden çok kişiye karşı aynı görevi yaptırmamak için direnme suçunu işleyen sanık hakkında, verilen cezanın TCK’nın 43. maddesi uyarınca verilecek cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeden, her mağdura yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ayrı ceza verilmesi,
b)Sanığın tüm aşamalarda, olay günü birden fazla polis tarafından haksız yere darp edildiği küfürlere ve tehditlere maruz kaldığı savunmalarının, sanık hakkında düzenlenen adli raporun içeriği ile doğrulanması karşısında, dosya içerisinde bulunan olay gününe ait olduğu anlaşılan CD’nin bilirkişiye çözümü yaptırılmadan, görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 29, hakaret suçu açısından da aynı Kanunun 129. maddelerinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin oluşup oluşmadığı da tartışılmadan eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
c)6545 sayılı Kanun 72. maddesiyle, CMK’nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin suç tarihi itibariyle yürürlükte olmaması nedeniyle, CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunması” şeklindeki gerekçeyle, anılan kanun maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
d)Hakaret suçunun aleni bir yer olan sokakta işlenmesine rağmen, TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemesi,
e)TCK’nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, bozma kararının, 1412 CMUK’nın 325. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden sanık …’a da sirayet ettirilmesine, yeniden hüküm kurulurken hakaret suçu yönünden 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.