Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/6456 E. 2018/14617 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/6456
KARAR NO : 2018/14617
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I) Sanık …’un hakaret ve tehdit eylemlerine ilişkin verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı yalnızca itiraz yolu açık olup, yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, katılanlar … ve … vekilinin tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II) Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
A) Sanık … hakkında tehdit suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B) Sanık … hakkında tehdit suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyize gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Sanığın, yengesinin doğum yapmasından sonra doğumhaneden odaya çıkarılmaması ve bebeğin de yeni doğan bakım ünitesine alınması üzerine sinirlenerek, katılanlara söylediği belirtilen ifadelerin, tüm dosya kapsamıyla şikayet hakkının kullanılacağını bildirme niteliğinde olduğu ve atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında hükümlülük kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
a-Sanığın beyanında, doğumdan sonra bebeğin yoğun bakıma alındığını, bu hususta yeterince bilgilendirilmediklerini, yengesinin ve bebeğin sağlık durumunun iyi olmadığını belirtmiş olması karşısında, bu iddialara ilişkin araştırma yapılarak, katılanların haksız bir eyleminden kaynaklı husus olup olmadığının belirlenmesinden sonra sanık hakkında TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerekliliği,
b-Sanığın eylemini birden fazla katılana karşı gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 43/2. madde ve fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c-Seçimlik ceza öngören suçlarda hapis cezasının tercih edilmesi halinde TCK’nın 50/2. maddesi uyarınca, bu cezanın ancak adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceğinin gözetilmemesi,
d-Sanığın yargılama sürecindeki davranışları olumlu değerlendirilerek hakkında takdiri indirim uygulanmasına karşın, adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının suç tarihi itibariyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında, yasal koşullar yeterince irdelenmeden ”şartları oluşmadığından” şeklindeki Kanuna uygun olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve katılanlar … ile … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.