Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/468 E. 2018/14615 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/468
KARAR NO : 2018/14615
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca, sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, duruşma açılmasını müteakip, gelmediği takdirde duruşmaya devam edilerek hükmün açıklanacağına ilişkin ihtarı da içeren davetiye ile duruşmaya çağrılması, varsa diyecekleri sorulup yapılan yargılama sonucuna göre de hükmün açıklanması gerektiği gözetilmeden, yönteme uygun yapılmayan davetiyeyle yetinilerek, sanığın yokluğunda yargılamaya devam edilip, savunma hakkını kısıtlayacak biçimde karar verilmesi,
2- 26/10/2008 tarihli olay tutanağında ve müşteki beyanlarında, sanığın ekip aracına bindirilirken görevlilere karşı gerçekleştirilen cebir veya tehdit eyleminden açıkça bahsedilmeyerek, araca binmemek için direndiğinin belirtilmesi, ayrıca sanığın emniyete getirildikten sonra yakınlarının da polis merkezine gelerek müştekilerle yaşadıkları tartışmaya sanığın da dahil olduğunun ifade edilmesi karşısında, yaralanan polis memurlarının sanığın eylemine ilişkin açık bir anlatımlarının olmaması, müşteki … …’ın kovuşturma evresindeki beyanında, “gelen sanık yakınlarının polis memuru …’ı yaraladıklarını gördüm, … … terlikle polis memurlarına vuruyordu, … … hakaret etti, içeride bulunan sanık … da kendilerine katılarak masa sandalyeleri kırıp döktüler. … ve …’ı içerden çıkarken engelledik, vurma olayına onlar katılmadı, kırıp dökme olayına onlar katılmadı” şeklinde anlatımda bulunmuş olması karşısında, bu beyana hangi gerekçeyle itibar edilmediği açıklanıp tartışılmadan, sanığın somut olarak hangi eylemleri gerçekleştirdiğinin kabul edildiği ve bunların ne surette direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarına vücut verdiği kanıtlara dayalı olarak tartışılıp gösterilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Sanığın, polis memurlarınca darp edildiğini belirtmesi, bu savunmasını destekler nitelikteki adli raporu ve tanık …’ın beyanında “ …’a bir polis memurunun vurduğunu gördüm” şeklindeki anlatımda bulunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Kabule göre de;
Sanığın eylemini birden fazla kişiyle ve birden fazla görevliye yönelik gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 265/3, 43/2. maddelerinin tatbik edilmemesi,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.