Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/2733 E. 2018/1185 K. 06.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2733
KARAR NO : 2018/1185
KARAR TARİHİ : 06.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve hakaret suçundan hüküm kurulurken TCK 62. maddesinin uygulanması sırasında 3 ay 19 gün hapis cezası yerine adli para cezası yazılmış ise de; maddi yanılgıdan kaynaklanan bu yanlışlığın mahallinde düzeltilebileceği kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
1- TCK’nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluklarından, kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine, kendi alt soyu dışındakiler bakımından ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi yerine, (c) bendindeki tüm haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksunluğa karar verilmesi,
2- TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, “TCK’nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluklarından, kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine, kendi alt soyu dışındakiler bakımından ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” biçiminde değiştirilmesi, “TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına” ilişkin kısmın karardan çıkarılması ve suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
Sanık … hakkında hakaret ve yaralama suçundan kurulan mahkumiyetler sanık …’ın … ve …’a hakaret eyleminden verilen netice cezanın hapis cezası yerine adli para cezası yazılması yerinde düzeltilebilir hata kabul edilerek onanmasına karar verilmiştir.
Mahkemece ilamları yapılan yargılamanın ardından iddia, savunma, bunlara ilişkin deliller, hakimin kanaati ve sanık hakkındaki hükümleri içerir. Özellikli olarak mahkeme ilamları gerekçeli ve anlaşılabilir olması lazımdır. Ayrıca ilamda çelişkiler bulunmaması ve infazında tereddüt doğurmaması gerekir. Mahkemece sanık hakkında TCK’nın 125/1. maddesi gereğince 3 ay hapis, 125/4. maddesi gereğince artırım yapılarak 3 ay 15 gün hapis, 43/2. maddesiyle artırım yapılarak 4 ay 11 gün hapis cezası belirlendikten sonra TCK.nın 62. maddesi gereğince indirim yapılarak sanığa netice ceza olarak 3 ay 19 gün Adli Para cezası belirlenmiştir. Sanığın infaz edilmesi gereken cezası 3 ay 19 gün Adli Para cezasıdır. Ancak bu ceza gün karşılığı adli para cezası olarak da belirlenmemiştir.En son ceza belirlenene kadar hapis cezası belirtilmesine rağmen netice cezanın Adli Para cezası olarak belirlenmesinde çelişkinin giderilmesi ve özellikle infaz olacak netice cezanın adli para cezası belirlenmesi karşısında bu hususunda yerinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilemeyeceği ve kararın bu yönüyle bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.