Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/17224 E. 2018/15955 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/17224
KARAR NO : 2018/15955
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen karar Tebligat Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca kendisine yöntemince tebliğ edilmeden, ayrıca ülkemizin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde öngörülen sanığın “bizzat kendini savunma hakkı”nın ihlali sonucunu doğuracak biçimde yalnızca vasiye yapılan tebligatla yetinilmesi karşısında, temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Sanığın, mağdurların gıyabında hakaret ettiğinin kabul edildiği olayda, infaz koruma memurları … ve …’un ifadelerine başvurulmasına karşın, yargılamaya konu olayda ihtilat unsurunun oluşup oluşmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için tutanak mümziilerinin olayla ilgili tanık sıfatı ile ifadelerinin alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-) Sanığın lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesi karşısında, TCK’nın 62. maddesinde öngörülen “Failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılamadaki davranışları, cezanın failin üzerindeki olası etkileri” gibi hususlar somut olayda değerlendirilmeden, gerekçe gösterilmeksizin takdiri indirimin uygulanmaması,
3-) Mükerrir sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uygulanırken, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca en ağır cezayı içeren mahkûmiyetin tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, birden fazla ilamın tekerrüre esas alınması,
4-) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.