Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/17068 E. 2018/16102 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/17068
KARAR NO : 2018/16102
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda ise, sanığın katılanı rahatsız edici davranışlarda bulunduğuna dair katılanın soyut iddiası dışında bir delilin bulunmaması sanığın müştekiyi telefonla aramadığı savunması karşısında, TİB’den tarafların suç tarihindeki HTS raporlarının getirtilmesi ve sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsuru olan ısrar öğesinin ne şekilde gerçekleştiği ve sanığın kastının ne şekilde sırf huzur ve sükunu bozma saiki olarak kabul edildiği yöntemince açıklanmadan,eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Sanığın aynı numarayı araması karşısında kastının bir müştekinin huzur ve sükununu bozma olarak kabulü halinde tek suç oluşturacağının gözetilmemesi,
3-TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi’nin, 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması
4- TCK’nın 53/l-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.