Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/12323 E. 2018/14168 K. 01.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/12323
KARAR NO : 2018/14168
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A- Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
1) Müşteki polislerin sanığa yönelik haksız tahrik uygulanmasını gerektirecek eylemleri tespit edilmediği halde, sanık hakkında uygulanma koşulları oluşmamasına rağmen haksız tahrik nedeniyle indirim uygulanmış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
2) TCK’nın 58. maddesi uygulanırken, birden fazla hükümlülük tekerrüre esas alınmış ise de, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca en ağır cezayı içeren mahkumiyetin infaz aşamasında resen gözetilebileceği,
3) TCK’nın 53/1-(b) maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesinin, infaz evresinde resen gözetilebileceği,
Anlaşıldığından, sanık …’un ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) TCK’nın 265. maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, sanığın ifadesi alınmak üzere polis merkezine getirildiğinde burada masadan tutunarak ayrılmaması biçimindeki eyleminde, tutanak içeriği, müşteki ve tanık beyanlarından kamu görevlisine görevini yaptırmamak için ne şekilde cebir veya tehdit eyleminde bulunulduğunun anlaşılamaması karşısında, direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarının gerçekleşmemesine rağmen mahkumiyet kararı verilmesi,
2) Kabule göre de;
a) TCK’nın 58. maddesi uygulanırken, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca en ağır cezayı içeren mahkumiyetin tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, birden fazla hükümlülüğün tekerrüre esas alınması,
b) Sanığın gözaltında kaldığı sürenin, TCK’nın 63. maddesine göre cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
c) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.