Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2016/11338 E. 2017/11649 K. 24.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/11338
KARAR NO : 2017/11649
KARAR TARİHİ : 24.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Konut dokunulmazlığının ihlali, yalan tanıklık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanıklar … ve …’nın aşamalardaki istikrarlı anlatımlarında, olay günü üniversitede okuyan arkadaşları …’ın, halen … Apartmanı ….adresinde oturduğunu zannederek, davaya konu ikametin kapısını çaldıkları, müştekilerin kapıyı açınca bağırıp, kendilerine hakaret ettiklerini ve birden fazla erkek şahsın saldırısına uğradıklarını ifade etmiş olmaları karşısında, sanık …’in soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki 16/12/2008 tarihli ilk beyanında, diğer sanıkların anlatımını doğrulamasına karşın, 24/05/2012 ve 30/05/2014 tarihli beyanlarında, söz konusu eve fuhuş amaçlı gittiklerini, ilk beyanında yalan söylediğini, polis telsizi sesi çıkararak kadınların kapıyı açmalarını sağlayıp, eve girdiklerini ifade ettiği anlaşılmakla birlikte, sanıklar … ve …’nın, diğer sanık …’in başka bir suç nedeniyle cezaevine girdiğini, aralarında husumet olduğunu, kendilerini de yakmak istediği için ifadesini değiştirdiğini belirttikleri, bu anlatımlarının da tanıklar … ve …. …’ın beyanlarıyla desteklendiği görülmüştür.
Sanık …’ın savunmasında, 2006 yılında üniversiteye başladığını,…. Bilardonun karşısında bulunan 3 katlı bir binanın 1. katını kiraladığını, 2007 yılının Haziran ayında ….’a gittiğini, gitmeden önce sanıkların, zaman zaman evine geldiğini ifade etmesi ve tanık….’un beyanında, taksi şoförü olması nedeniyle sanık …’yi daha önce bir kaç kez …. Apartman’a bıraktığını belirtmesi, tanık …. …’ın da sanıkların beyanını doğrulaması, 05.03.2014 tarihli tutanak içeriğinde, ev sahibi olan …. ve aynı apartmanda oturan kardeşleri ile yapılan görüşmede müştekilerin bulunduğu evde daha önce bir öğrencinin oturduğunun ifade edilmesi karşısında, tanık olarak dinlenen polis memurları … ve … tarafından tutulan 27/12/2007 tarihli tutanakta ise ev sahibi ile yapılan görüşmede olayın meydana geldiği evde…. isimli kimsenin ikamet etmediğinin belirtilmiş olmasına karşın, tutanak mümzisi tanık …’un kovuşturma aşamasında, tutanağı tanık …’ın tuttuğunu, kendisinin sadece imzaladığını olay yerine gitmediğini, kimseyle görüşmediğini ifade ettiği, diğer tutanak mümzisi tanık …’ın ise ifadesinde, olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için tutanak tutulurken kiminle görüştüğünü hatırlamadığını, ancak bu tarz durumlarda mahalle muhtarı ve adrese yakın komşular ile görüşüldüğünü belirtmesi ayrıca bu tutanak içeriğinde görüşülen kişilerin imza ve isimlerinin de yer almadığı hususu gözetildiğinde, 27/12/2007 tarihli tutanağa istinaden hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, tanıkların beyanlarına hangi gerekçeyle itibar edilmediği ve hangi beyana hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanıp tartışılmadan, sanık …’ın beyanlarının doğruluğunun araştırılması için yer gösterme, ev sahibi ve olayın meydana geldiği bina sakinlerinin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılıp dinlenmesi, gerekirse bu binada oturduğunu iddia eden sanık ile bu kişilerin yüzleştirilmesi sonucunda sanık …’ın…. Apartmanı 1. numaralı dairede oturup oturmadığın kesin bir şekilde saptanıp, sonucuna göre sanıklar hakkında hüküm kurulabileceği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- TCK’nın 3/1. maddesinde açıklanan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki “orantılılık” ilkesine uyulmadan, somut olayın özellikleri gözetilip değerlendirilmeden, TCK’nın 61. maddesindeki ölçütlerin soyut olarak yazılması suretiyle atılı suçlardan temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini,
3- Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık … hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar …, …, … ve …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/10/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.