Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/9144 E. 2015/10839 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9144
KARAR NO : 2015/10839
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2013/167227
MAHKEMESİ : Finike(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2012/481 (E) ve 2013/184 (K)
SUÇ : Hakaret
SUÇ TARİHİ : 10/10/2007
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın, eşi ile arasındaki boşanma davasının reddine karar veren mağdur hakime hitaben yazmış olduğu mektupta, “hür iradeye saygıyı ayaklar altına alan, hukuku çiğneyen sayın hakim hanımefendi…….. kanser oldum, müjde bana yaptığın zulme sevinebilirsin……. taş çekmişcesine ağrılarla kalkıyorum sebebi içtiğim sigara sebebi sana olan sinirimden ve sitresimden, siz herkezden övgüler almaya alışmışsınızdır tabi, herkezin avukatı olduğundan herkese kanunları uygulayıp herkes mutlu ve seviçli şekilde yaşasın adalet diyerek mahkemeden ayrılırken benim avukatım olmadığı için beni alçak eşşek yerine koydunuz……….. sen siciline rütbe ve kıdem almayı düşündün…….. senin bana yaptığın zülme kasap et derdinde koyun can derdinde çok özür dilerim sayın hakim ben size övgüler pişşe-pişşe yapmadığım için senin bana yaptığın zülümdür, zulümdür, zulümdür………benim bu dilekçemi kabul edip işleme koy dava açma parasını da sayın hakim sen ver, her şeyin bir bedeli vardır beni boşamadan davayı kapatıp siciline rütbe ve kidem alma bedeli ve zulmün bedeli olarak kim bir misgal hayır işlerse karşılığını görecektir.” şeklindeki sözlerinin, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici ağır eleştiri, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de; hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanıkla ilgili olarak, CMK’nın 231/11. maddesi gereğince, açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapma imkânı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden açıklanan hükümde TCK’nın 50/1-f maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık V.. Y.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.