YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7928
KARAR NO : 2015/13593
KARAR TARİHİ : 16.12.2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın Kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği,
Anlaşıldığından sanık …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/4-663 E. 2014/498 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmesi gerektiğinden, sanığın kayınbabasına ait evin önünde kayınbabasını tehdit ettikten sonra, apartmanın önünde kayınbirederi …’ı tehdit ettiği olayda, sanığın mağdurlara yönelik tehdidinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit fiilini oluşturduğu; buna bağlı olarak da tek fiille birden çok kişiye karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında, TCK’nın 106/1-1. maddesi uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı kanunun 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,16/12/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.