Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/7584 E. 2015/12250 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7584
KARAR NO : 2015/12250
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2013/325449
MAHKEMESİ : Diyarbakır(Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2011/431 (E) ve 2013/471 (K)
SUÇLAR : Hakaret, yaralama

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyizin kapsamının, sanığın yargılama giderleri içerisinde yer alan zorunlu müdafi ücretinden sorumlu tutulmasıyla sınırlı olmasına göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
CMK’nın 150/1. maddesinde yargılamanın her aşamasında “Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.” denilerek, kendisi müdafi seçemeyecek kişilerin istemeleri durumunda kendilerine “ücretsiz olarak” müdafi atanacağı öngörülmüş, maddenin (2) numaralı fıkrasında ise, “Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.” kuralıyla akıl hastaları, kendilerine zorunlu olarak müdafi atanacak kişiler arasında gösterilmiştir.
Ceza yargılaması mevzuatımızda, zorunlu ya da istek üzerine atanan müdafilik ile ilgili giderlerin, yargılama sonucunda haksız çıkacak tarafa yükleneceği öngörülmekle birlikte, mali durumu bu giderleri ödemeye uygun olmayan kişiler için sağlanacak adli yardım ile ilgili açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
CMK’nın 324/1. maddesinde yargılama giderleri, “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler” olarak gösterilmiş, 325/1. maddesinde “sanığın cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderlerinin sanığa yükleneceği” öngörülmüş, aynı maddenin (3) numaralı fıkrasında, “Yargılamanın değişik evrelerinde yapılan araştırma veya işlemler nedeniyle giderler meydana gelmiş olup da, sonuç sanık lehine ortaya çıkmış ise, bu giderlerin sanığa yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında mahkemenin, bunların kısmen veya tamamen Devlet Hazinesine yüklenmesine karar vereceği” hükmüne yer verilmiştir.
Kanun’un 327/1. maddesinde ise “Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişinin, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edileceği” kuralı yer almaktadır.
Temyize konu davada, sanığa akıl hastası olması ihtimali nedeniyle CMK’nın 150/2. maddesinin emredici hükmü uyarınca müdafi atandığı, müdafiin sanıkla birlikte davayı takip ettiği, yargılama sonucunda sanık hakkında, hakaret suçundan mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle kamu davasının düşürülmesine, yaralama suçundan ise ceza ehliyetini ortadan kaldıran akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve yüksek güvenlikli sağlık kurumunda tedavi ve koruma altına alınmasına, müdafi için belirlenen ücretin de dahil olduğu yargılama giderlerinin sanık tarafından ödenmesine karar verilmiştir.
Sanık için akıl hastalığı şüphesi nedeniyle müdafi atanmasından oluşacak giderlerin, sanığın kendi kusurundan kaynaklanan giderler arasında sayılmasına olanak bulunmadığı gibi, sanığın ceza ehliyetini ortadan kaldıracak biçimde akıl hastası olduğunun tıbben kanıtlanması karşısında, sanığa yargılama sırasında devlet tarafından sağlanan müdafiin ücretinin yargılama giderleri arasında sayılması ve şartlar değişmediği halde yargılama sonunda bu kişiden tahsil edilmesi, genel anlamda “adil yargılanma hakkı”yla bağdaşmaz ve hakkaniyete uygun görülemez.
Bu itibarla, akıl hastalığı şüphesi olan sanık için CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca atanan müdafiin ücretinin, hakkında “kamu davasının düşürülmesine” ve “ceza verilmesine yer olmadığına” hükmedilen sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık Y.. K.. müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi delaletiyle 1412 sayılı Kanunun 322. maddesi uyarınca, “280 TL yargılama aşaması mağdur müdafilik ücreti olmak üzere 299 TL” ifadesinin hükümden çıkarılması ve bunun yerine “19 TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/11/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.