Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/44496 E. 2016/12334 K. 06.06.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/44496
KARAR NO : 2016/12334
KARAR TARİHİ : 06.06.2016

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Ancak;
Görevi yaptırmamak için direnme suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bunun dışında, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunulması durumunda görevli memurların, bireysel özgürlüğü ve beden bütünlüğünü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Kamu görevlisinin kendisine verilen görevi yerine getirmesini engellenmesine karşı yasal düzenlemeyle görevli memura yönelik koruma sağlamaktadır. TCK cebir terimi maddi ve manevi zorlamayı içermektedir. Maddi cebir yaralama suçu oluşturacak şekilde bir şiddet içerdiği, şiddetin de bireye yönelik fiziksel güç kullanılması olarak tanımlandığı kabul edilmektedir. TCK 265/1. maddesinde tanımlanan cebir öğesi, görevini yerine getirmeye çalışan kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır…., kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında olmalıdır. …, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. … veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder. Bu açıklamalar çerçevesinde, olay tarihinde sanık hakkında ihbar olunan fuhşa aracılık ve yer temin etme suçlarına ilişkin delil elde etmek amacıyla, 14/11/2006 tarihli arama kararına istinaden kolluk görevlilerinin sanığın evine gittiği ve evde arama yapmak istedikleri, 15/11/2006 tarihli kolluk tutanağında belirtildiği üzere, sanığın görevli polislere hitaben “dışarı çıkın evimde arama yapamazsınız, ben psikopatım” şeklinde hitapta bulunduğu, sanığın bu eylemi nedeniyle, polislerin sanığa kelepçe taktığı, sanık, kelepçeli haldeyken kendini sağa sola savurduğu, bu esnada “ben psikopatım bana kimse karışamaz” şeklinde sözler sarf ettiği, sanığın eyleminin bunlardan ibaret olduğu ve yargılamanın aşamalarında dinlenen mağdur polislerin, tutanak içeriğinde geçen bu eylemleri doğruladığının anlaşılması karşısında, incelemeye konu olayda görevi yaptırmamak için direnme suçundan aranan cebir veya tehdit unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine dair yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesine karşın, sanık hakkında uygulanma olanağı bulunmayan bu madde uyarınca hak yoksunluğuna hükmolunması,
Kanuna aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 06/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.