Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/41747 E. 2017/11230 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/41747
KARAR NO : 2017/11230
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
1-TCK’nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi gerekmekte olup, suçun işlendiği cezaevi koridorunun aleni yer olmadığı gözetilmeden, TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması,
2-TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, ancak; bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, hükümden ‘TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılarak, uygulamaya göre sonuç cezanın ”5 ay hapis cezası” olarak belirlenmesi ve “TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılması” biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/10/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.