Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/31 E. 2015/229 K. 08.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/31
KARAR NO : 2015/229
KARAR TARİHİ : 08.04.2015

İnsan ticareti suçundan şüpheliler …, hakkında yapılan soruşturma sırasında şüphelilerin kullandıkları cep telefonlarının 30.01.2013-30.04.2013 tarihleri arasındaki iletişimlerinin tespiti talebinin, Cumhuriyet savcısının bu işlemi kendisi yapabileceği gerekçesiyle reddine dair …Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10.01.2014 tarihli ve 2014/28 değişik iş sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin … Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2014 tarihli ve 2014/27 değişik iş sayılı kararının, … Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2014 gün ve 202648 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde yer alan “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda iletişimi tespit edilmesi istenen kişilerin şüpheli konumunda oldukları ve bu kişilerin kullandıkları cep telefonlarına yönelik iletişim tespitinin ancak, hâkim kararı ile veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yine hâkim onayına sunulmak kaydı ile Cumhuriyet savcısının kararıyla yapılabileceği cihetle, yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
İnsan ticareti suçundan şüpheliler …, hakkında yapılan soruşturma sırasında, Cumhuriyet savcılığının şüphelilerin cep telefonları arasındaki iletişimlerinin tespiti talebi üzerine …Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10/01/2014 tarihli kararıyla, bu işlemi Cumhuriyet savcısının kendisinin yapabileceği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, Cumhuriyet savcılığının karara süresinde itirazı üzerine, mercii …. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2014 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
İtirazın reddine dair karara Cumhuriyet Savcılığı tarafından hatalı karar verildiği gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair mercii kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 135. maddesi : “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.” hükmünü içermektedir.
Yargıtay CGK’nın 2007/5-23 E, 2007/167 K sayılı ve 2010/5 MD-187 E, 2011/131 K sayılı karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; iletişimin tespiti, belli bir telefon numarasından kimlerin ne zaman arandığı, konuşmanın ne kadar süreyle yapıldığı, elektronik posta yoluyla kimlerle iletişim kurulduğu hususlarının belirlenmesinden ibarettir.
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınmasına dair usul ve esaslar ile…İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Yönetmeliğin tanımlar başlıklı 3. maddesinin (f) bendinde, iletişimin tespitinin, iletişimin içeriğine müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade ettiği belirtilmiştir.
CMK uyarınca iletişimin tespiti tedbiri hakim kararı gerektirmektedir. İletişimin tespiti CMK’nın 135/1. maddesi uyarınca hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla mümkündür. Bu halde, Cumhuriyet savcısı kararını derhal hakimin onayına sunmalı ve hakim, kararını en geç yirmidört saat içinde vermelidir. Sürenin dolması veya hakim tarafından aksine karar verilmesi halinde, tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılmalıdır.
İncelenen dosyada, şüpheliler …, hakkında yapılan soruşturma sırasında, Cumhuriyet savcılığı, şüphelilerin kullandıkları cep telefonlarının belirli tarihler arasındaki iletişimlerinin tespitine karar verilmesini CMK’nın 135. maddesi uyarınca hakimden istemiştir. Talepte bulunulan hakimce soruşturma dosyasındaki delillere göre şüphelilerin iletişimlerinin tespiti yönünde olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir. Yapılan açıklamalara göre, sulh ceza mahkemesince talebin, iletişimin tespitine Cumhuriyet savcısınca karar verilebileceği gerekçesiyle reddine ilişkin karar ve bu karara itiraz sonucunda verilen itirazın reddine dair mercii kararı hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
…. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2014 tarihli ve 2014/27 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 08 .04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.