Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/24178 E. 2015/10157 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/24178
KARAR NO : 2015/10157
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 14 – 2012/262383
MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2012
NUMARASI : 2011/241 (E) ve 2012/155 (K)
SUÇLAR : Fuhuş, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
SUÇ TARİHİ : 22/05/2011 ve öncesi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanıklar M.. K.., M.. A.., S.. K.., A.. D.. ve İ.. B..’ya yükletilen fuhuş eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdurun fuhuş yapmasına aracılık ettikleri anlaşıldığından, haklarında tayin olunan cezanın TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilmemişse ve sanık S.. K..’ın adli sicil kaydında tekerrüre esas hükümlülüğü bulunmasına rağmen hakkında, TCK’nın 58. maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından sanıklar M.. K.. ve M.. A.. müdafii ile sanıklar S.. K.., A.. D.. ve İ.. B..’nın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2- Diğer hükümlerin temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
a- Sanık V.. A.. hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Türk Ceza Kanunu’nun 80. maddesinde düzenlenen insan ticareti suçunun oluşabilmesi için failin mağdura yönelik olarak “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliğinden yararlanarak rızasını elde etmek” biçiminde bir harekette bulunması ve bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekmektedir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden, hem de amaç hareketlerden en az birisi bir arada bulunmalıdır. Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler ile mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler gerçekleştirilmelidir.
TCK’nın 227. maddesinde düzenlenen fuhşa aracılık etme suçunun aynı maddenin 4. fıkrasında öngörülen nitelikli halinin oluşabilmesi için ise mağdura cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da mağdurun çaresizliğinden yararlanarak fuhşa sevk edilmesi veya fuhuş yapmasının sağlanması gerekmektedir.
İnsan ticareti ve fuhşa aracılık etme suçları birbirinden bağımsız olduğundan, fuhuş yaptırmak maksatlı insan ticareti suçunda, insan ticareti suçunun unsurunu oluşturan araç fiiller ile fuhşun nitelikli halini teşkil eden fiillerin bulunup bulunmadığı her suç açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Somut olayda; oluş, dosya kapsamı ve mahkeme kabulüne göre, sanık V.. A..’ın katılan H.. E.. fuhuş amacıyla barındırdığı ve sevk ettiği anlaşıldığından, sanığın kanıtlanan eylemlerinin TCK’nın 80/1. madde ve fıkrasında belirtilen “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak” şeklinde gerçekleşen insan ticareti ile TCK’nın 227/4 maddesinde düzenlenen fuhuş suçlarını oluşturduğu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise insan ticareti suçunun unsuru olduğu, bu nedenle ayrıca ceza verilemeyeceği gözetilmeden, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan insan ticareti ile fuhuş suçlarından ayrı ayrı mahkumiyeti yerine, yerinde olmayan gerekçeyle fuhuş suçu ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
b- Sanık O.. A.. hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde ise;
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanık O.. A..’ın 22.08.2014 tarihinde ölmüş olduğu anlaşıldığından, TCK’nın 64. maddesi uyarınca karar verilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar V.. A.. ile O.. A.. müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/11/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.