Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/23541 E. 2015/1980 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/23541
KARAR NO : 2015/1980
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜMLER : 1-Sanıklar … ve … hakkında fuhuş suçundan mahkumiyet
2- Sanıklar … ve … hakkında karar verilmesine yer olmadığına

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Cumhuriyet Savcısının “karar verilmesine yer olmadığına” dair kararına ilişkin temyizine ilişkin olarak;
İddianamenin iadesi usulü CMK’nın 174. maddesinde düzenlenmiş olup, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde mahkemece anılan madde uyarınca yapılacak inceleme sonunda, gerekçeleri gösterilmek suretiyle iddianamenin iadesine ya da eksik husus olmadığı kanaatine ulaşılmış ise kabulüne karar verilecektir. Yine aynı maddenin 3. fıkrasına göre onbeş günlük inceleme süresinin sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılacaktır.
Ceza yargılamasında soruşturma evresi CMK’nın 6/1-b maddesi uyarınca, Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi kapsamakta olup, CMK’nın 175/1. maddesinde de belirtildiği üzere, iddianamenin kabulü ile birlikte kovuşturma evresine geçilmektedir.
Duruşma sürecinin de içerisinde yer aldığı kovuşturma evresi, iddianamenin kabulünden hüküm kesinleşinceye kadar geçen süreyi kapsamakta olup, CMK’nın 191/1. maddesine göre duruşmanın başladığı, iddianamenin kabulü kararı okunarak açıklanır. Yine CMK’nın 223/1. maddesi uyarınca, duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra mutlaka hüküm verilmelidir ve ancak beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesine dair kararlar hüküm niteliği taşımaktadır.
CMK’nın 225. maddesine göre de, hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir ve mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.
CMK delil serbestisi ilkesini benimsemiş olup, CMK’nın 217. maddesine göre, hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş, huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir ve yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir olduğundan, kovuşturma evresinde mahkemenin delil toplamasına yasal bir engel de yoktur.
Somut olay incelendiğinde;
Başlık kısmında açık kimlikleri de belirtilmek suretiyle 11 mağdurun yer aldığı …Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.03.2009 tarih 2009/873 esas numaralı iddianamesi ile sanıklar hakkında, TCK’nın 227/2, 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davasının açıldığı, iddianamenin anlatım kısmında ise fuhşa yönlendirilen mağdurların sanıklarla olan ilişkileri, dava konusu suça ilişkin kolluk görevlilerince yapılan yakalamalar, tanık ve mağdur anlatımlarına yer verildiği, … Asliye Ceza Mahkemesinin 08.04.2009 tarihli kararı ile anılan iddianamenin kabulüne karar verilerek kovuşturma evresine geçildiği, 06.05.2009 tarihli oturumda iddianamenin kabulü kararı okunarak duruşmaya başlandığı 09.10.2012 tarihli oturumda ise duruşmanın sona erdiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar da nazara alındığında, kovuşturma evresine geçilip, duruşmaya başlanıp, açık yargılama sona erdikten sonra CMK’nın 223. maddesine uygun bir hüküm kurulmayıp, CMK’nın 174. maddesi gereğince iddianamenin iadesi nedenleri bulunduğundan bahisle “… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.03.2009 tarih 2009/873 esas numaralı iddianamesi ile açılan kamu davasına ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de, her zaman CMK’nın 223. maddesine uygun bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
2- Sanıklar … ve … hakkında fuhuş suçundan kurulan mahkumiyete ilişkin temyizlere gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;
Sanıklar … ve …’e yükletilen fuhuş eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdurun birden fazla fuhuş yapmasına aracılık yapılması şeklindeki eylemde TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından sanıklar … ve … müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 28/05/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.