YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/18563
KARAR NO : 2015/10563
KARAR TARİHİ : 09.11.2015
Tebliğname No : 4 – 2014/9646
MAHKEMESİ : Kovancılar Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2013/62 (E) ve 2013/159 (K)
SUÇ : Hakaret
SUÇ TARİHİ : 24/09/2004
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak :
1- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Olay günü, katılan olan hakimin, katip olarak görev yapan sanıktan mahkeme zimmet defterini getirmesini istediği, aradan uzun süre geçmesine rağmen defterin getirilmediği, katılan hakimin de bunun sebebini sorması üzerine sanığın elini yumruk yapıp havaya kaldırarak katılana söylediği kabul edilen “ben bu adamla çalışmam” şeklinde, kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin ve nezaket dışı davranışın, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) CMK’nın 231/11. maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir” şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, hapis cezasının adli para cezasına hükmedilmesi,
b)- 765 sayılı TCK uyarınca verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında 5237 sayılı TCK hükümleri uygulanmak suretiyle karma uygulama yapılması,
Kanuna aykırı ve sanık C.. M.. müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/11/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.