Yargıtay Kararı 18. Ceza Dairesi 2015/1776 E. 2017/7319 K. 07.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1776
KARAR NO : 2017/7319
KARAR TARİHİ : 07.06.2017

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Eyleme ve yükletilen suça yönelik, katılan vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE katılana yönelik eylemi nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasında verilen beraat HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Sanık müdafiinin mağdurlara yönelik eylemi nedeniyle, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyizinin incelemesine gelince;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
A) Dairemizce de benimsenen YCGK’nın 17/07/2007 tarih ve 2007/105-174 sayılı kararı ile 5728 sayılı TCK’nın 128. maddesindeki “Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez,” Şeklindeki yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde; “savunma (veya iddia) amacıyla vaki olan yazı ve sözlerin” hakaret suçları açısındnan hukuka uygunluk nedenlerinden birisini teşkil eden “hakkın kullanılmasını” oluşturabileceği,
Böyle bir hakkın ihdas edilmesinin amacının, ceza yargılaması bakımından gerçeğin ortaya çıkarılması ve adaletin yerine getirilmesi olduğu,
Bu şekilde, davada taraf olan; davalı, davacı, şahsi davacı, katılan, sanık ve savcının iddianın ve savunmanın gerektiği şekilde yapılabilmesi için belirli koşullar dahilinde bazı isnadlarda bulunabilecekleri, bunu yaparken de bazen muhataplarını küçük dürüşücü ifaeler kullanabilecekleri öngörülmekle, idda ve savunmanın gerekliliği ile orantılı olmak şartıyla bu şekilde ortaya çıkan eylemlerin hukuka uygun sayılacağından,
Somut olayda; sanığın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2008/209 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılamanın, 08/03/2011 tarihli duruşması sırasındaki savunması, YCGK’nın 17/07/2007 tarihli içtihadıyla birlikte ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde; iddianamede yer alan sözlerin, savunma dokunulmazlığı kapsamıda kaldığı ve hakaret suçlarında hukuka uygunluk nedeni oluşturan hakkın kullanılmasına ilişkin YCGK’nın anılan kararında yer alan koşulları taşdığı gözetilmeden, savunma hakkı kullanılırken ölçülülük koşulunun ihlal edildiği yolundaki isabetsiz değerlendirmeye dayaı gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulması,
B) Uygulamaya göre de;
a) Hükümden sonra TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarıyla ilgili Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin iptal kararına göre bu hususun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
b) TCK’nın 3/1. maddesinde açıklanan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki “orantılılık” ilkesine uyulmadan, somut olayın özellikleri gözetilip değerlendirilmeden, TCK’nın 61. maddesindeki ölçütlerin soyut olarak yazılması suretiyle temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/06/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.