YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/9181
KARAR NO : 2021/2503
KARAR TARİHİ : 10.03.2021
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen itirazın reddine dair kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Başvuran (davacı) vekili; 17/12/2017 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslahla talebini 330.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı ile; talebin kabulü ile 330.000,00 TL tazminatının 01/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvurana ödenmesine, karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetinin kararı ile; davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş, itiraz hakem kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin
Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, eldeki davada haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre yapılması gerekmektedir.
Somut olayda;Hakem Heyetince hükme esas alınan, davacının maluliyetinin hangi yönetmeliğe dayanılarak düzenlendiği içeriğinde yazmayan Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi Engeli Sağlık Kurulu raporuna göre %39 olarak belirlendiği görülmüştür. Kaza, 17/12/2017 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde Adli Tıp Kurumundan usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, önceki raporun da irdelendiği yeni bir rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “tazminat miktarının tayini” başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş;”Tazminatın tenkisi” başlıklı 44.maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Davalı vekili başvuranın kaza sırasında yedi yaşında olduğunu, çocuk koltuğunda oturması gerektiği savunmasını ileri sürerek müterafik kusur indirimi yapılması talebi ile hatır taşıması savunmasında bulunulmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim,
tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Bu durumda mahkemece dava konusu olaya ilişkin ceza dosyası getirtilerek davalının müterafik kusur ve hatır taşıması savunmaları üzerinde durularak tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususu karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek, kabul edilmesi halinde hatır taşıması ve müterafik kusur için ayrı ayrı %20 oranında indirim yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için sigortacılık yasası 30/17 Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesi gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.