Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/816 E. 2021/2450 K. 09.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/816
KARAR NO : 2021/2450
KARAR TARİHİ : 09.03.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.

Taraflar arasındaki tazminat yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 04.01.2016 tarihinde, müvekkilinin içerisinde bulunduğu, davalı … şirketine sigortalı yolcu otobüsü ile seyir halinde iken, aracın devrilmesi suretiyle meydana gelen trafik kazasında, müvekkili davacı …’un ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 06.04.2018 günlü dilekçesiyle dava değerini 85.544,53 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile 65.503,33 TL’si kalıcı maluliyet tazminatı, 22.041,20 TL’si de geçici iş göremezlik tazminatı olmak kaydıyla toplam 87.544,53 TL tazminatın işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline
karar verilmiş, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18.06.2018 tarih ve 2016/220-2018/448 sayılı kararın kaldırılmasına, davanın dava dilekçesi ve 06.04.2018 tarihli dava değerinin artırılmasına ilişkin dilekçe kapsamında kabulüne, davacının 22.041,20 TL geçici iş göremezlik zararının ve 65.503,33 TL daimi iş göremezlik zararının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafından yatırılan 350,00 TL Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı maluliyet raporu ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dava, tek taraflı trafik kazasında yolcu olan davacının cismani tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat
hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının ve desteğin muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.