Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/7120 E. 2021/2627 K. 11.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7120
KARAR NO : 2021/2627
KARAR TARİHİ : 11.03.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki hakem kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 25.10.2018 günü davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında davacı …’nın yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, bilirkişi raporuna göre ıslahla talep 319.396,52 TL olarak artırılmıştır.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; başvurunun kabulü ile 319.396,52TL’nin 01.10.2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınmasına, karar verilmiş, davalı vekilince karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince müterafik kusur indirimi dışındaki itirazların reddine, başvuru sahibine ait talebin kısmen kabulü ile 255.517,21 TL maddi tazminatın 01.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin
kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen Batman Bölge Hastanesi konsültasyon belgesinde trafik kazası sonrasında sağ gözde kızarıklık olan hastanın değerlendirilmesi istenmiştir. Adli muayene raporunda da “sağ frontalde künt travmaya bağlı kesi, sol ön kolda ekimoz, sağ ayakta derin kesi” tespit edilmiştir. 08.04.2019 tarihli, T.C. Sağlık Bakanlığı Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilmiş olan raporda; kazazedede, “sağ optik atrofi-sağ gözde tam görme kaybı” olduğu ve bu durumun % 46 nispetinde özürlülüğe neden olduğu belirtilmiştir. Dosyaya eklenen 22.08.2019 tarihli, T.C. Sağlık Bakanlığı Batman Bölge Devlet Hastanesi’nden verilmiş olan sağlık kurulu raporunda; kazazedede, “sağ optik atrofi-görme kaybı + sağ yüz bölgesinde periferik fasial paralizi + opere sol ön kol ulna kırığı-sol dirsek eklem hareket kısıtlılığı + bilateral (her iki dizde) gonartroz + sağ alt ekstremite cruris bölgesinde greft alanı” olduğu ve bu durumun % 59 nispetinde özürlülüğe neden olduğu belirtilmiştir. Dosyada mevcut raporların hangi Yönetmelik hükümleri esas alınarak
düzenlendiği belli olmadığı gibi, davacının geçirdiği kaza ile söz konusu maluliyet sebebi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı da dosyada mevcut raporlardan anlaşılamamaktadır. Mahkemece davalı tarafın itirazları doğrultusunda illiyet bağı hususunda araştırma yapılmamıştır. Kaza ile davacının rahatsızlığı arasında uygun illiyet bağı bulunduğu hususunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde net olarak tespit edilip sonucuna göre karar vermek gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, davacıya ait Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Batman Bölge Devlet Hastanesi sağlık kurulu raporları da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davacının varsa maluliyetin ve kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının kesin olarak tespiti için, ATK 3.İhtisas Kurulu’ndan rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre; Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı … için 255.517,21 TL tazminatın davalıdan tahsiline ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına toplam 26.336,20 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince verilen 02.09.2020 tarihli kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmetmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.