Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/3093 E. 2021/3277 K. 25.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3093
KARAR NO : 2021/3277
KARAR TARİHİ : 25.03.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dilekçesinde müvekkili ile dava dışı … arasında Beşiktaş 3. Noterliği’nin 17/04/2008 tarih ve 13071 yevmiye sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme kapsamında 1 adet Biçerdöver’in dava dışı şahsa teslim edildiğini, anılan sözleşmenin Bafra 1. Noterliği’nin 22/03/2011 tarih ve 02165 yevmiye sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile tadil edildiğini, sözleşme konusu biçerdöverin Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile müvekkilince davalı şirkete sigorta ettirilmiş iken ve poliçe süresi kapsamında meydana gelen kaza neticesinde kullanılamaz derecede hasarlandığını, davalı şirketin başvurularına rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını, ayrıca hiç bir beyanda da bulunmadığını beyanla, biçerdöverin gerçek değerinin tahkikat sonucu belirleneceğinden, şimdilik 30.000,00 TL’nin 20/05/2012 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini toplam 134.536,00 TL’ye ıslah etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde biçerdöverin yanmasına neden olan yangının dava dışı … tarafından çıkarıldığını, anılan şahsın dava dışı kiralayanın yanında çalıştığını, bu nedenle yanında çalışan … kusurundan sorumlu olacağını, dolayısı ile yangın olayının teminat kapsamında olamayacağını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirket aleyhinde ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 2015/11492 esas-2018/1176 Karar sayılı 21/02/2018 günlü kararı TTK’nın 1448. (TTK.1293.md.) maddesine göre davacının kiralayanın çalışanının zararın artmasına neden olup olmadığı, zararın meydana gelmemesi için gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı, tedbirler alınmadıysa tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı hususunun ceza dosyası da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; Dairemizin uyulan bozma kararı toplanan deliller, dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının davasının kısmen kabulüne, 67.268.-TL’nin 20/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6102 sayılı TTK’nın mal sigortasına ilişkin 1278. maddesine göre, mukavelede aksine hüküm olmadıkça sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarların tazminiyle yükümlüdür.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ve fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminatı kapsamındadır.
Dairemizin bozma kararında da belirtildiği üzere, mal sigortaları türünden olan kasko sigorta poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1. maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit
veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Mülga TTK’nun 1293. maddesinde kara sigortaları bakımından sigorta ettirenin tedbir alma mükellefiyeti düzenlenmiştir. Buna göre sigorta ettiren zararı önlemeye ve hafifletmeye yarayacak tedbirleri almakla mükelleftir. Tedbirin alınmaması halinde anılan maddenin son fıkrasında Mülga TTK’nun 1292/son fıkrasına atıf yapılmaktadır. Bu durumda ise sigorta ettiren gerekli tedbirleri almamış ise, eğer kasıtlı olarak bu şekilde davranmışsa sigorta tazminatını isteme hakkını yitirecek, kusuru ihmal derecesinde olursa,ihmalin ağırlığına göre sigortacının ödemekle yükümlü olduğu sigorta bedelinden indirime gidilecektir. Paralel düzenleme Kasko Genel şartları B-2 de de yer almaktadır. Yine TTK’nun 1429. maddesine göre, sigortacı aksine sözleşme yoksa sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararların tazmin ile yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacı ile bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez. Anılan Yasa’nın 1448.maddesi ise sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda zararın önlenmesi ve azaltılması ve engel olunması için imkanlar dahilinde önlemler almakla yükümlüdür ve bu yükümlülüğe aykırılık sigortacı aleyhine bir durum yaratmış ise kusurun ağırlığına göre tazminattan bir indirim yapılır.
Mahkemece bozma sonrası alınan bilirkişi raporu hükme esas alınıp karar gerekçesinde sigortalı Orhan Namlı’nın kasti bir eyleminin olmadığı, dava dışı …’nin kolay tutuşabilir maddeler ile kaplı zeminde biçerdöveri yangın çıkma ihtimalini göz önüne almadan sahada bulundurduğunundan adı geçen kişi ile %50 oranında kusurlu kabul ederek davanın kısmen karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen Kasko Sigortası hükümlerine göre, sigortalının rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep olup olmadığı sigortacının tazminat borcundan kurtulup kurtulmayacağı, sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda zararın önlenmesi ve azaltılması ve engel olunması için imkanlar
dahilinde önlem alma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini, sigortacı aleyhine bir durum yaratmış ise kusurun ağırlığına göre tazminattan bir indirim yapılıp yapılmayacağını irdelemeden doğrudan kusur oranına göre indirim yapılması doğru olmadığından yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.448,28 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.