Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/279 E. 2020/7420 K. 23.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/279
KARAR NO : 2020/7420
KARAR TARİHİ : 23.11.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacıya ait olup davalı tarafından sigortalı konutlarda, 2012 yılı kışının ağır şartları (yoğun kar ve fırtına) nedeniyle hasar oluştuğunu, Gölbaşı AHM’nin 2012/234 D.İş sayılı dosyasında alınan rapor ile hasar bedelinin 358.350,00 TL olarak hesaplandığını, davalının 82.053,00 TL’lik hasar bedeli ödediğini ve yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 276.297,00 TL’nin hasar tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçe teminatında kalan ve eksper raporuyla hesaplanan hasar bedellerini davacıya ödediklerini, sorumluluklarının son bulduğunu, tespit raporundaki bedeli kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 36.670,02 TL’nin 01.08.2012 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 106 adet sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın tek dosya üzerinden yürütülmesinin, usul ekonomisine uygunluğu da dikkate alındığında, bu yöne ilişkin davalı temyizinin yerinde görülmemesine; davalının temerrüt tarihi doğru biçimde saptandığından, faiz başlangıç tarihi yönünden kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davanın tarafları
tacir olduğu ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı için, temerrüt faizi olarak avans faizine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemesine; davacı başvurusu ile yapılan delil tespitinde alınan 12.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda, hasar gören konutlardan her birindeki hasarın nitelik ve niceliği farklı olduğu halde, tüm konutlar için belirlenen toplam metrajlara göre hesap yapıldığından, anılan raporun yetersiz olmasına ve davalı yanın itirazına uğrayan bu rapordaki hasar bedeline hükmedilmeyişinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davalının görevlendirdiği eksper tarafından düzenlenen rapordaki hesaplamalarda, yapılacak onarım işlemleri için eksik belirleme yapılan kısımlar da dikkate alınarak, karşılanmayan hasar bedelini belirleyen, konusunda uzman bilirkişi heyeti raporuyla zararın belirlenmiş ve bu raporun hükme esas alınmış olmasına; hükme esas alınan raporda, detaylı biçimde irdelemesi yapılan ve poliçedeki ek teminatlardan hiçbirine uymayan hasarlı unsurlar için hesaplama yapılmayışının yerinde olmasına göre; davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 1.877,92 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 23/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.