Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/2566 E. 2021/902 K. 08.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2566
KARAR NO : 2021/902
KARAR TARİHİ : 08.02.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 15.10.2019 tarih- 2019/83623 sayılı karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 17.01.2020 tarih- 2019/İHK-19889 sayılı itirazın kabulüyle davanın reddine dair kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza sonucunda, sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların oğlu …’in yaralanıp % 98 oranında malul kaldığını, davalıya yapılan başvuru üzerine 310.000,00 TL. ödeme yapılmışsa da ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatı ve 100,00 TL. sürekli bakıcı giderinden oluşan 200,00 TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23.08.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 310.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu edilen zararlar için toplam 310.000,00 TL. tazminatı 13.03.2019’da ödediklerini ve poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 160.993,58 TL. bakiye sürekli işgücü kaybı tazminatı ve 149.006,42 TL. sürekli bakıcı giderinden oluşan toplam 310.000,00 TL. tazminatın 13.03.2019 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara, davalı vekili İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir. Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davalı vekilinin Uyuşmalık Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisi suretiyle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli işgücü kaybı ve sürekli bakıcı gideri zararından oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı çocuk …’in davaya konu kazada % 98 oranında malul kaldığı ve sürekli olarak başkasının bakımına muhtaç olduğu, alınan uzman bilirkişi heyeti raporuyla sabit olduğu gibi, İtiraz Hakem Heyeti’nin de kabulündedir. Davacı taraf, çocuğun sürekli bakıcı giderinin tedavi gideri teminatından karşılanması gerektiğini iddia ederek bakiye tazminat isteminde bulunmuş; davalı sigortacı ise, bakıcı giderine ilişkin zararın da sakatlık teminatı kapsamında kaldığını ve anılan teminata ilişkin limitin tüketildiğini savunmuştur. Bu itibarla; taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı çocuğun sürekli bakıcı gideri zararının, davalı tarafından düzenlenen ZMSS poliçesindeki “sakatlık teminatı” kapsamında mı yoksa “tedavi gideri teminatı” kapsamında mı olduğu ve davalının davadan önce ödediği 310.000,00 TL. ile sorumluluğunun son bulup bulmadığı noktasında toplanmaktadır.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları gereği, bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında kaldığı ve sakatlık teminatına ilişkin limitin tüketilmiş olduğu gerekçesiyle (ve Dairemizin 10.10.2019 tarih, 2019/14 E.- 2019/9227 K. sayılı ilamı dayanak yapılarak), davalının sorumluluğunun kalmadığı yönünde karar verilmiştir.
ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesiyle, zarar görenin tedavisinin tamamlanmasından sonra tespit edilen sürekli maluliyetine bağlı sürekli (ömür boyu) bakıcı giderlerinden, sürekli sakatlık teminatı ve bu teminata ilişkin limit
dahilinde sigortacının sorumlu olacağı düzenlemesi yapılmıştır. Ancak; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’na karşı yapılan başvurular üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararı gereği; sigorta teminatına giren ve girmeyen zararların belirlenmesi; zarar sigorta teminatına girmekle birlikte, poliçedeki hangi teminata girdiği belirlemesinin, ZMSS Genel Şartları’na göre yapılması mümkün değildir. Anılan belirlemelerin, KTK ve bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde de Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; Anayasa’ya aykırı olduğu için bir kısım hükümleri iptal edilen ZMSS Genel Şartları’na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararı, KTK, BK ve yerleşik Yargıtay uygulamaları dahilinde belirleme yapılması gerekmektedir.
İtiraz Hakem Heyeti’nin kararına dayanak yaptığı Dairemiz ilamının tarihi (Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önceki döneme ilişkin oluşu) dikkate alındığında, somut olaya uygulanma imkanının bulunmadığı; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gereği, ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesine göre bakıcı giderlerinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında kabul edilmesinin mümkün olmadığı; sürekli bakıcı gideri zararının, AYM iptal kararı da dikkate alınarak Dairemizin önceki yerleşik uygulamaları gereği, tedavi giderleri teminatında yer aldığı hususları hep birlikte ele alındığında, İHH tarafından yapılan değerlendirmenin doğru olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davaya konu edilen sürekli bakıcı gideri zararının, poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanması gerektiği; davalının sürekli sakatlık teminatından yaptığı önceki ödemenin bir kısmının maluliyet tazminatı ve bir kısmının bakıcı giderine ilişkin olduğu; uzman aktüerya uzmanından alınan rapor ile davacının bakiye sürekli maluliyet ve sürekli bakıcı giderinin usulünce hesaplandığı dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İHH kararının BOZULMASINA; dosyanın, İtiraz Hakem Heyeti’ne iletilmek üzere, hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 08/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.