Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/2384 E. 2021/1969 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2384
KARAR NO : 2021/1969
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

Davacılar …, …, … ile davalı … Sigorta A.Ş. arasındaki dava hakkında İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.12.2017 gün ve 2016/921 Esas 2017/1301 Karar sayılı hükmün Dairemizin 06.02.2020 gün ve 2018/3467 Esas 2020/862 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

– K A R A R –

1-Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle, Dairemizce, bozulmasına karar verilmiş, davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Her ne kadar, davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas- 2016/1 Karar sayılı kararı ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E.- 1948/3 K. sayılı YİBK’nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verildiği, mahkemece bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, bozmadan sonra ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuş ise de; aşağıda yapılacak açıklamalar ışığında Dairemiz bozma kararının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Tahkikat, yazılı yargılama usulünde de basit yargılama usulünde de ön inceleme aşamasının sona ermesi üzerine başlamaktadır. HMK’nın 147. maddesinde ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tarafların tahkikat için duruşmaya davet edileceği düzenlenmiştir. Tarafların duruşmaya çağrılmasıyla tahkikat başlayacaktır. Tahkikat evresi, taraflar arasındaki ihtilaflı vakıaların incelenip hakikatin ortaya çıkarılması için yapılan işlemlerin zaman itibariyle işgal ettiği yargılama aşamasıdır. Mahkeme bu aşamada tarafların talep sonucunu dayandırdıkları, davanın halli bakımından önem taşıyan ve ön inceleme tutanağında çekişmeli olarak belirtilen vakıaların, yine kural olarak tarafların
sunduğu deliller çerçevesinde doğruluğunu araştırır. Taraflarca getirilen delillerin değerlendirilmesi ve ispat faaliyeti neticesinde uyuşmazlığın aydınlanmasıyla birlikte, Hakimin davayı sonlandıracak kararı vermesi mümkün hale gelmektedir. Bu yönüyle tahkikat, davanın en önemli ve uzun aşaması olarak nitelendirilmektedir. Tahkikat aşamasından sonra taraflara yargılamayla ilgili son sözlerinin sorulacağı sözlü yargılama aşamasına geçilecek ve ardından mahkeme nihai kararını verecektir. HMK’nın “Tahkikatın Sona Ermesi” başlığı altındaki 184. ve 185. maddelerinde, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında mahkemenin, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği düzenlenmiştir. Tahkikat aşamasının bitimi bu tefhim ile birlikte gerçekleşecektir.
Bu bağlamda 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesinde; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında konu incelendiğinde; somut olayda, mahkemece verilen davanın zaman aşımı nedeni ile reddine dair ilk kararın, dava açılması uzamış ceza zaman aşımına tabi olup, mahkemece yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Dairemizin 05.05.2016 gün 2016/4082 E. 2016/5493 K. sayılı ilamı ile bozulduğu; bozma ilamına uyulmak sureti ile mahkemece tahkikata dair işlemler tesis edildiği, bu doğrultuda davacılar vekilinin maddi tazminat istemini 04.07.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile artırdığı ve mahkemece verilen sonraki kararda ıslaha itibar edilerek maddi tazminatın belirlendiği; söz konusu kararın Dairemizin 06.02.2020 gün ve 2018/3467 E. 2020/862 K. sayılı ilamı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca alınan 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı ilama atıf yapılarak bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmıştır.
22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile, Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek ../…
Yasa değişikliği uyarınca davacı yanın 04.07.2017 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olup davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 06.02.2020 gün ve 2018/3467 Esas 2020/862 Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılması gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 06.02.2020 gün ve 2018/3467 E. 2020/862 K. sayılı Bozma ilamının ortadan kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8.268,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, tashihi karar peşin harcının karar düzeltme isteyen davacılara geri verilmesine, 25/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.