Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/1966 E. 2021/2092 K. 02.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1966
KARAR NO : 2021/2092
KARAR TARİHİ : 02.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı borçlu Yasemin aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla … Turizm A.Ş. hisselerini diğer davalı akrabalarına devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin kararı, Dairemizin 28.05.2019 tarih 2016/11208 Esas 2019/7088 Karar sayılı ilamı ile tasarrufların ayrı olması halinde davalıların yükümlülüklerinin ayrı yarı belirtilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Yargıtay tarafından bozulan bir hüküm temyiz etmeyen taraflar bakımından ilk hali ile kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla; kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş davacı lehine 62.660,65 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmediği için kesinleşmiş, davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, yeniden verilen ikinci kararda herbir davalı üçüncü kişiden ayrı ayrı 54.553,01 TL, 53.950,00 TL olarak toplam 162.453,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Harç kamu düzenine ilişkin olup usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnalarından birini oluşturmakla birlikte, davanın kabulü halinde davalılar aleyhine tek bir harca hükmedilmesi, ancak aralarında oranlama yapılması gerekirken her bir davalı yönünden ayrı ayrı harca hükmedilmesi de isabetli olmamıştır.
Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nın geçiçi 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2.bendin A;B;C ibarelerinin tümünün hükümden çıkartılarak yerine “Alınması gereken 69.683,53 TL harçtan başlangıçta alınan 22.036,04 TL harcın sayılarak eksik kalan 47.647,49 TL harcın davalılardan (üçüncü kişilerin herbirinden 12.549,17 TL olmak üzere borçlu ile birlikte müteselsilen) tahsiline, D bendinin tümünün çıkarılarak yerine “Davacının yaptığı 22.036,04 TL harç, 55,00 TL tebligat masrafı toplam 22.081,04 TL yargılama giderinin davalılardan (üçüncü kişilerin her birinden 7.363,80 TL olmak üzere borçlu ile müteselsilen) alınıp, davacıya verilmesine, 3-4-5-6-7 nolu bentlerin hükümden çıkartılmasına 9-10-11 nolu bentlerin hükmümden çıkartılarak yerine “62.660,65 TL vekalet ücretinin (üçüncü kişilerin herbirinden 20.886,22 TL olmak üzere borçlu ile birlikte
müteselsilen) tahsiline, ” yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 02/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.