Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2020/1471 E. 2020/6134 K. 26.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1471
KARAR NO : 2020/6134
KARAR TARİHİ : 26.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin babası …’in davalı bankadan kredi aldıktan kısa süre sonra vefat ettiğini, kredi kullanırken ölümü halinde borcunun sigorta tarafından karşılanacağına dair hayat sigortası yaptırıldığını, bunun için poliçe geldiğini, hatta sigorta priminin ödendiğini, sigorta şirketiyle bankanın aynı çatı altında kurumlar olduğunu, ancak murisin ölümünden sonra sigorta şirketinin murisin bankaya olan borcunu ödemediğini, ortada sigorta poliçesinin olmadığının banka yetkilileri tarafından müvekkiline söylendiğini belirterek murisin almış olduğu kredinin ölümü halinde ödenmesini garanti altına almak üzere hayat sigortası yapıldığının; bu sebeple mirasçılarının borçlu olmadığının ve bu konuda yasal olarak banka alacağının karşılanmasına yönelik sigortanın yapılması zorunluluğunun bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu olayda murisin … şubesinden 24/02/2005 tarihinde 6.500,00 YTL süspansiyonlu diğer hayvansal üretim-işletme kredisi kullandığını, sigorta primlerinin yüksek olması nedeniyle hayat sigortası yaptırılmasını talep etmediğini, davacının iddia ettiği hesap ekstresinde gözüken miktarın teminat olarak alınan avlulu kargir ev için yapılan yangın sigorta bedeli olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; kısmen kabulle, muris …’in … Bankasından almış olduğu 21/02/2005 tarih ve 884 sayılı tarımsal krediler ikrar sözleşmesi gereğince aldığı kredinin ölümü halinde ödenmesinin garanti altına almak üzere hayat sigortası yapıldığının ve bu sebeple davacının murisi …’in mirasçılarının borçlu olmadığının tespitine; davacının banka alacağının karşılanması için hayat sigortası yapılması zorunluluğu bulunduğunun tespitine ilişkin talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin murisi …’in davalı bankanın … şubesinden 29.12.2005 tarihinde zirai kredi kullandığını, bu kredi kullandırılırken hayat sigortası yapıldığını ve poliçe düzenlendiğini, poliçe primlerinin 2005, 2006, 2007 yıllarında tahsil edildiğini, murisin 29.12.2005 tarihindeki vefatından sonra iade edilmesine karşın geçerli bir sigorta sözleşmesi kurulması nedeniyle müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının ve kredi kullanımı sırasında sigorta yapılmasının zorunlu olduğunun tespitini talep etmiş; davalı banka vekili ise kredi kullanımı sırasında murisin hayat sigortası yapılmasını istemediğini, yapılan tahsilatın avlulu kargir ev için düzenlenen yangın sigortası primi olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiş; mahkemece davalı bankaca 2005 yılında 12,44 TL prim tahsilatı yapılması, bankaca 2005, 2006 ve 2007 yıllarında tahsil edilen primlerin murisin ölümünden sonra iade edilmesi, dava dışı … Emeklilik A.Ş ile davalı banka arasında organik bağ olması, sözleşmelerin incelenmesinde müşterilerin zorunlu olarak hayat sigortası kapsamına alınacağının belirtilmesi karşısında murise hayat sigorta poliçesinin yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı banka temyiz dilekçesinde, murise sehven 2006 ve 2007 yıllarında hayat sigortası yapıldığını, hatalı işlem nedeniyle poliçe bedellerinin iade edildiğini, kredi sözleşmesi kurulurken yalnızca yangın sigortası yapıldığını iddia etmiş; Dairemizin 30.09.2019 tarihli geri çevirme
kararıyla 2005, 2006 ve 2007 yılları için düzenlenen ve tüm teminatları gösteren hayat sigorta poliçe örneklerinin ve poliçelerin sehven düzenlendiğinin ilgililerine bildirimini içeren belgelerin temin edilmesi istenmiş; cevabi yazıda murisin hayat sigorta poliçesinin bulunmadığı, murisin hesabından 03.01.2006 tarihinde 81,06 TL ve 08.01.2007 tarihinde 347,90 TL olmak üzere toplamda 428,96 TL tahsilat yapıldığı, bu tutarın 04.04.2007 yılında … Sigorta A.Ş tarafından iade edildiği belirtilmiştir.
Somut olayda, 2005 yılında muris ile davalı banka arasında 26.01.2005/06 tarihleri arasında geçerli olmak üzere süper konut sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe örneğinin dosyada bulunduğu, poliçe priminin 12,44 TL olduğu, murisin hesaplarının incelenmesinde 2005 tarihinde 12,44 TL’lik tek bir tahsilat yapıldığı, bu durumda 2005 tarihinde murisin hesabından süper konut sigorta poliçesi dışında başkaca prim tahsilatı yapılmadığı görülmekle mahkemece 2005 yılında hayat sigorta poliçesinin düzenlendiğinin kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.