YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/12598
KARAR NO : 2021/2264
KARAR TARİHİ : 04.03.2021
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin içinde yolcusu olduğu, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın takla atması sonucu gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve %28.2 oranında malul kaldığını açıklayıp, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 200.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; talebin kabulü ile 200.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş, anılan karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazların reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Başvuru, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Başvuru sahibi vekili, müvekkilinin meydana kazada yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. Başvurucuda oluşan gerçek zararın belirlenebilmesi açısından maluliyet oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiilin tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından aldırılan ve karara esas alınan raporda, başvurucunun meydana gelen kaza sebebi ile Sosyal Güvenlik Kurumu Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %28.2 oranında malul kaldığı bildirilmiştir. Anılan rapora karşı davalı tarafça, davacının muayene edilmeden rapor düzenlenmesinin hatalı olduğu, tespit edilen arazın kaza ile arasında illiyet bağının olup olmadığının araştırılması gerektiği ve diğer yönlerden itiraz edilmiştir.
Kaza tarihinin 09.11.2011 olduğu dikkate alındığında, kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yerine Sosyal Güvenlik Kurumu Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak rapor düzenlenmesi ve anılan raporun karara esas alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmektedir.
Bu nedenle hakem heyetince yapılacak iş, davacıda oluşan maluliyet oranının tespitine yönelik olarak, davalının itirazlarını da karşılar nitelikte ve maluliyete esas alınan arazın (epilepsi) niteliği de dikkate alındığında davacının bizzat muayenesinin de yapılarak denetime elverişli rapor alınarak, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı vekili, davacının araçta hatır için taşındığını ileri sürerek tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuş, Hakem Heyetince, taşımanın kimin arzusu ve amaçla olduğu, taşınan ile taşıyanın yakınlığı, taşıma için ücret alınıp alınmadığı, davacının araçta taşınma sebepleri gibi açıklamalara yer vermeksizin yetersiz gerekçe ile hatır savunmasının dayanaksız olduğu belirtilerek bu itirazın reddine karar verilmiştir. Taşıyan ve taşınan arasında akrabalık ilişkisi bulunmadığı sürece taşımanın hatır karşılığında olduğuna dair karine bulunmaktadır. Bu nedenle hakem heyetinin hatır taşımasına ilişkin gerekçesi yetersiz olup kararın bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de, karar sonucunda takdir edilecek vekalet ücretine yönelik olarak, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.