Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2019/6681 E. 2020/5311 K. 08.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/6681
KARAR NO : 2020/5311
KARAR TARİHİ : 08.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 23/10/2011 tarihinde merkez üssü … olan … depreminin meydana geldiğini, bu depremde … Mahallesi … mevkiinde bulunan müvekkilinin maliki olduğu … sitesindeki dairenin hasar gördüğünü, daha sonra il Afet Koordinasyon Müdürlüğü ekipleri tarafından hafif hasarlıdır şeklinde rapor verildiğini, fakat müvekkiline ait Yücesoy sitesi A blok kat:5 no:11 de bulunan dairesindeki ev eşyalarının tamamen zayi olduğnu ve kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin maliki olduğu dairenin DASK sigortası ve aynı zamanda … Özel Konut sigorta poliçesi ile sigortalandığını, 7.2 büyüklüğündeki ilk depremin ardından … eksperleri tarafından yapılan hasar tespiti neticesinde müvekkiline 4.139,00 TL tazminat ödendiğini,ancak müvekkilinin binasının ortak kullanım alanlarının da hasara uğramış olduğunu, ortak kullanım alanlarına ilişkin hasarların karşılanmadığını, ilk depremin ardından birçok sayıda artçı depremin olduğunu, müvekkiline ait dairenin bu artçı sarsıntılardan dolayı ağır hasara uğradığını, ek taleplerinin DASK tarafından karşılanmadığını, bu nedenlerden dolayı şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın 23/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı DASK’tan tahsiline, … Sigorta poliçesi kapsamında müvekkiline ait ev eşyalarında meydana gelen hasarın karşılanmadığını, bu sebeple hasara uğrayan ev eşyaları ile ilgili olarak 20.000,00 TL maddi tazminatın 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal
faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafça davalı DASK’a ve davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı açılan davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, doğal afet sigortası ve özel konut sigortası gereği tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 1453. maddesi uyarınca malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1406. maddesi uyarınca bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Yine TTK’nun 1456/1. maddesinde “Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder” düzenlemesine; 1456/2. maddesinde ise “Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir.
Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin hakkı sahibinde olması, yani sigorta bedelinin rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta
bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin hakkı sahibinde olduğu, buna karşın dain mürtehinin muvafakati halinde bu şartın yerine getirilmiş sayılacağı Dairemiz yerleşik içtihatları ile de ortaya konulmuştur.
Somut olayda, davaya konu özel konut sigorta poliçesinde, dava dışı bankanın dain mürtehin sıfatı ile hak sahibi olduğu görülmüş olup, davacının sigorta poliçesine dayanarak tazminat talebinde bulunabilmesi için dain mürtehinin bu konuda açık muvafakatının alınması gerektiği gözetilerek bu hususta araştırma yapılması konusunda Dairemiz’ce dosya mahkemesine geri çevrilmiştir. Mahkemece, ilgili bankaya yazılan müzekkereye verilen cevapta; dava dışı bankanın rehinli alacağının ve mürtehin kaydının devam ettiği, 22.939,39 TL borç bulunduğu, muvafakatlerinin bulunmadığı, şeklinde cevap verildiği görülmüştür. Bu durumda dava dışı rehin hakkı sahibi banka tarafından, davacının açtığı davaya muvafakat verilmediğinden, davacının dava açma hakkının ve aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde davacının eşya zararlarının … Özel Konut poliçesi kapsamında teminat altına alınmadığı şeklindeki hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.